VIII. Masa “Gençlik”


“Gençlik”

Katılımcılar
Abidin KARTAL
İsmail TEZER
Nevzat TARHAN
Sabahattin YAŞAR
Seyfettin BULUT
Abdulhalim BİLİCİ

 

Deklarasyon

  1. Gençlik; kimlik oluşturma ve varlık sorgulamasının yaşandığı, akıldan ziyade hislerin hakim olduğu fırtınalı bir dönemdir. Bu dönemde, genç ve ebeveynin bilgi donanımına ihtiyaç vardır.
  2. Günümüz gençliğinin önünde duran en büyük tehlike, amaçsızlık / anlamsızlık ve bunun doğurduğu / beslediği sefahat halleridir. Bu sorunlar, ancak doğru bir varlık algısıyla aşılabilir.
  3. Bediüzzaman Said Nursi, gençleri, iman ve marifetullah gibi, iki dünyada mesut edecek yüksek bir hedef göstererek, amaçsızlık ve anlamsızlık anaforundan kurtarmayı amaçlamıştır.
  4. Gençlere sahip oldukları vücudun ve gençliğin kendilerine ait olmayıp, Yaratıcının bir emaneti ve nimeti olduğunu hatırlatıp, bu emaneti Mülk Sahibinin istediği doğrultuda kullanmaları gerektiğini izah etmiştir. Bu, aynı zamanda onlara, “sorumlu bir özgürlük” alanını da açmaktadır.
  5. Bediüzzaman, gençlerde akıldan ziyade hislerin ön planda olduğunu dikkate alarak, akıbeti görmeyen kör hissiyatlarını, o hislerle yapmak istediklerinin bu dünyadaki sonuçlarını göstererek, mağlup etmeye çalışmıştır.
  6. Risale-i Nur, bu dünyada dahi, iman ve hidayette manevi cennet lezzetlerinin, küfür ve dalalette ise manevi cehennem azabının olduğunu göstermek metodunu benimsemiştir.
  7. Bediüzzaman duyguları (sevgi, aşk, düşmanlık vs.) da görmezden gelmemiş, bunların Allah namına olması gerektiğine dikkat çekerek, müspete kanalize edilmesini sağlamıştır. Nitekim, hislerin bir kısmının tatmin edilmesini (evlilik gibi); bir kısmının yönünün değiştirilmesini, (inat, hırs gibi) bir kısmının da dünyadaki vahim neticelerinin gösterilerek mağlup edilmesini (kör hissiyat gibi) amaçlamıştır.
  8. Bediüzzaman, anne ve babaların, çocuklarını, üzerlerinde her türlü tasarruf ve tahakküm hakkına sahip birer mülk olarak değil, kendilerine emanet edilmiş birer sevimli varlık olarak görmeleri ve çocuklarına karşı şefkat hislerini doğru ve yerinde kullanmaları gerektiğini söyleyerek “gençlik hakları”na da dikkat çekmiştir.
  9. Gençler hürmetle mükellef iken, anne baba da şefkat ile mükelleftir. ‘O büyüktür yapar’ anlayışına dinimizde yer yoktur.
  10. Gençlere, rol model olan Hz. Peygamberin yaptığı gibi, sorumluluk vermek, güvenmek, sevmek, her şeyi onlarla konuşmak; yanlış tavrı ve tutumu için dışlamamak ve onlara dua etmek gerekir. Çünkü beddua etmek, dışlamak, yadırgamak, yalnızlığa terk etmek; onun şeytanının işini kolaylaştıracaktır.