Soru: Bediüzzaman’ın Sultan Abdülhamid ve İttihat Terakki’nin uygulamaları karşısındaki tutumu nasıldır? Cemalettin Efgani ve Muhammed Abduh hakkındaki fikri nedir? Cevap: Bediüzzaman’ın II. Abdülhamid’e bakış açısını değerlendirmek için Risale-i Nur’da verilen çeşitli bilgilere geçmeden önce, vesikalarda yer alan bilgileri dikkate almak konunun etraflıca kavranmasına vesile olacaktır. Bediüzzaman Said Nursi’nin 1907’de İstanbul’a gelmesinden sonra, dönemin ileri gelenleriyle […]
“Yezid hakkında Allah’tan kork, Allah hakkında Yezid’den korkma. Allah seni Yezid’den korur, ama Yezid seni asla Allah’tan koruyamaz. Ey Hubeyre’nin oğlu! Yaratana isyan konusunda yaratılana itaat yoktur.” Din namına devlet ve iktidarı esas alan tavır ile dinin hakikatı namına ferdi ve adaleti esas tutan tavrın Osmanlı tarihindeki belki en manidar karşılaşması, Abdülhamid-Said Nursî ikileminde görülmektedir. […]
Her ne kadar Batı dünyasında yaşayanların maddi ihtiyaçları karşılanmış ve çoğunluk refah içindeyaşıyorsa da, en temel ihtiyaçlar karşılanmamış durumdadır ve hatta daha da müzminleşmiştir. Kendisinin ve içinde yaşadığı dünyanın manasını anlamak, insanın yaratılışı gereği ve en büyükihtiyacıdır. İlerlemenin muharrik gücü olan bu ihtiyaç, bilhassa çağımızda kendisini açıkça ortaya çıkarmaktadır.Herhangi bir zamandan ziyade bu çağın insanı […]
Gençlik ve Tahsil Hayatı: I. Meşrutiyet Devri (1878-1908) Bediüzzaman Said Nursî’nin doğduğu yıl Osmanlı Devleti Balkanlar ve Kafkasya’da Rusya ile savaşmaktadır. Osmanlı tarihçilerinin Rumî takvime göre 93 Harbi diye adlandırdığı 1878 Osmanlı-Rus Savaşı, hem Osmanlı Devleti, hem de Batılı devletler için yeni bir dönemi teşkil edecek kadar önemlidir. Rusya’nın Sırpları kışkırtmasıyla, Bosna-Hersek ve Karadağ’da başlayan […]
Yaratılışı gereği, meleklerden farklı olarak yiyip-içmek mecburiyetindeki insan, hayatının devamı için çalışıp çabalamak durumundadır. İlahi mukadderat, “şevk”in, faaliyetin zembereğini midenin iştihasıyla tahrik ettiği için, denilebilir ki, hayat ve faaliyet rızkın etrafında dönmektedir. Dolayısıyla çalışma-çabalama insan için sıkıcı, istenmeyen bir şey değildir. Böyle olsaydı, insanoğlunun varlığı tehlikeye düşerdi. Aşırı çalışmaya zorlanarak bezdirilmedikçe insan çalışmadan nefret etmez. Çalışmak, […]
İnsan şimdiye kadar çok farklı şekillerde tanımlanmıştır. İslami anlayışta; her vakit bir nankörlüğe,aceleciliğe, zulme ve cahilliğine meyyal olduğuna işaret edilen insan, bütün bunlara rağmen taşıdığı potansiyelcevher sayesinde eşref-i mahlukat olarak tanımlanır. “Yüce emanetin insan tarafından kabulü”nün ne demekolduğu, manasını, en parlak surette insanın taşıdığı aza ve duyguların keyfiyetinde bulur. Gerçekten, o insan,yaratıcısının halifesi olabilecek gerekli […]
Said Nursî’nin gerek Eski Said döneminde, gerek Yeni Said olarak ortaya çıktığı 1920’ler ve sonrasında yazdığı makale ve risalelere bakıldığında, onun Osmanlının son döneminde “İslâmcılık” diye tanımlanan akımdan ayrı tutulması gerektiği görülmektedir. Genel olarak İslâmcılık düşüncesinin öncelikli problematiği, “Batı karşısında geri kalmışlık” sorununa İslâm’ı temize çıkaran bir cevap sunma; ve buna mukabil “ilerleme,” yani “terakki” […]
Türkiye’de son günlerde de sık sık gündeme gelen “tesettür, örtünme, çağdaş kadın imajı” gibi konular, aşağı yukarı Türk modernleşme tarihiyle eşit yaşta olan bir tartışmadır. Tanzimat döneminden sonra başlayan “geleneksellikten soyutlanmış yeni kadın imajı” tartışmaları II. Meşrutiyet döneminde de bazı düşünürlerce dile getirilmişti. II. Meşrutiyet döneminde özellikle Abdullah Cevdet’in öncülüğünü yaptığını Garpçılık fikir hareketi içinde […]
Tanzimat ile başlayan modernleşme çabaları öncelikli olarak siyasi yapıyı etkilemekle birlikte, dolaylı yoldan toplumsal yapıya da tesir etmiştir. Toplumsal hayatın yapıtaşı aile hayatı olması sebebiyle, değişimlerin başarıya ulaşmasında kadının çok önemli bir rolü olmuştur. Kadının ev hayatından dış dünyaya taşınması Osmanlı zamanında, elden geldiği kadar İslam hukuku zedelenmeden ve prensipleri çiğnenmeden yeni çözümler üretme tarzında […]
Giriş Risâle-i Nur’un dört esasından birisi şefkattir. Cenâb-ı Hakk’ın, Rahim ismine dayanır. İnsanda bulunan şefkat, gelip geçici bir duygu değildir. Maddî ve manevî dünyamızın temelidir. Çünkü şefkat yüce Yaratıcının merhamet-i Rabbaniyesinin bir cilvesidir. Maddî dünyamız nasıl temel elementlerden oluşuyorsa, manevî dünyamız da bir mânâda temel elementlerden oluşmaktadır. Risâle-i Nura göre; bu elementlerden birisi de şefkattir. […]
Araştırmacı, yazar Müfid Yüksel, Van’da Medresetüzzehra’nın yapımı için bütçeden ayrılan meblağdan Bediüzzaman’a ulaşan hiçbir paranın olmadığını, temel atılması için kullanılan paranın da Van valisine gönderildiğini söyledi. Yüksel, söz konusu paranın Van valisine gönderildiğine dair iki belgeyi de yayınladı: “Van’da Medresetüzzehra’nın yapımı için bütçeden ayrılan meblağdan Bediüzzaman’a ulaşan hiçbir para yok. Tamamen iftira.” “Medresetüzzehra için ayrılan […]
28-29 Mart 2015 arasında gerçekleştirilen Bir Tecdid Hareketi Olarak Risale-i Nur konulu X. Risale-i Nur Kongresi’nin Risale-i Nur’da Tebliğ Metodları ve Eğitim başlıklı masasının bildirisi şu şekildedir: Bediüzzaman’a göre, insan dinsiz yaşayamaz. Çağımız insanında görülen bu bağlamdaki ruh yaraları iman ile tedavi edilir. Buna göre Risale-i Nur her yaş ve seviyeye uygun özgün eğitim ve […]
Risale-i Nur Modelleri III. Arama Konferansı Sonuç Bildirileri Risale-i Nur EnstitüsüAnkara Şubesi24-25 Eylül 2005 / ANKARA Çok partili dönemde, kitlelerin Demokrat Parti’ye yönelmesi, onlara hitap eden politikaları da beraberinde getirmiş, eğitim alanında da dönüm noktası oluşturmuştur. Tek parti döneminde ihmal edilen din eğitimi de eğitim sisteminin içine alınmıştır. Fakat mektep-medrese çatışmasıyla başlayan çarpık anlayış, farklı […]
“Öyle ise, şu musîbetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü’l-vuku’ olan yalnız beş vechini beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ, şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.” Burada vesvese ile ilgili hastalıkların çok farklı şekillerde görülebileceği ve bunlardan en sık karşılaşılan beşinin ele […]
İnsandaki düşünce ve tefekküre yönelik kuvve ve akıl, tarafsız bir hâkim konumunda işler. Bu yüzden hükmü koymadan önce, doğruyu ve yanlışı tartabilmek için olayları ve fertleri eşit uzaklıkta tutar ve tarafsız bir muhâkemenin sonucunda doğru olduğunu kabul ettiği tarafta tercihini ortaya koyar. Bu tarafsız muhâkeme esnasında henüz kanaat ortaya çıkmamışken, küfrü çağrıştıran haller de diğer […]
Dördüncü Vecih Amelin en iyi sûretini taharrîden neş’et eden bir vesvesedir ki; takvâ zannıyla teşeddüd ettikçe, hal ona şiddetlenir, hattâ bir dereceye varır ki, o adam, amelin daha evlâsını ararken, harama düşer. Bâzan bir sünnetin araması, bir vâcibi terk ettiriyor. ‘Acaba amelim sahih oldu mu?’ der, iâde eder. Bu hal devam eder. Gayet ye’se düşer. […]
Risale-i Nur Enstitüsü’nün Pazar Seminerleri kapsamında bu ay Müslümanların milliyetçilikle imtihanı konusu konuşuldu. Diğerlerinden farklı olarak bu ayki seminer RNE 2018 Teması Açılış Programı altında düzenlendi. Sunuculuğunu Hasan Said Kalınoğlu’nun yaptığı halka açık olan program Kur’an-ı Kerim okunması ile başladı ve devamında RNE Yönetim Kurulu Sekreteri Prof. Dr. Ruhi Yavuz tarafından açış konuşması yapıldı. Yavuz konuşmasında RNE 2018 temasını ‘Birlikte […]
Risale-i Nur Enstitüsü’nün 2018-2019 Pazar Seminerleri kapsamında Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara “Çağdaş İslâmî Akımlar” semineri verdi. Sunuculuğunu Ali Osman Çetin’in yaptığı halka açık olan seminer İzzet Akada’nın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı ve devamında Büyükkara, “çağdaş” kelimesini modern olarak değil muasır olarak kullandığını vurgulayarak 10 kriter üzerinden çağdaş İslâmî akımları genel olarak 3 ana […]
The Ethics of Disagreement of Bediuzzaman Said Nursi Mehmet Kaplan Köprü • Sayı: 143 • Mayıs-Ağustos 2019 • ISSN: 1300-7785 • ss. 43-58 Öz Bediüzzaman Said Nursi dinî grupların ihtilafına “müsbet ihtilaf” ve “menfî ihtilaf” çerçevesinde yaklaşır. Eğer bir grup kendi mesleğinin muhabbetiyle hareket ediyor ve başka mesleklerin tenkisiyle uğraşmıyorsa müsbet ihtilaf söz konusudur. Tersi […]
Bu alemde imtihanın önemli bir parçası, nefis ve malını Cenab-ı Hakk’a satabilmek olmalı. Nefis ve malımızı, onlar da dahil olmak üzere her şeyi yaratan ve her şeyin sahibi olan Zat’a satabilmek; benliğin farazi ve itibari sahipliğine asıl mal sahibinin müşteri olması çok farklı bir alış-veriş.Kainat Sultanı’nın bir alış-veriş ilişkisi içinde kuluna muhatap olması,aslında çok latif […]
Evet, eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında, bir anda Allahuekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, âlem-i gaybda ittihad ettikleri gibi, âlem-i şehadette dahi birbiriyle ittihad edip içtima etse, küre-i arz tamamıyla büyük bir insan olup, azametine nispeten büyük bir sadâ ile söylediği Allahuekber’e müsavi geldiğinden, o muvahhidînin ittihadıyla bir anda Allahuekber demeleri, küre-i arzın büyük […]
Hz. İbrahim’in (as) peygamberliği, İslâm peygamberi Hz. Muhammed (asm) insanlık ve peygamberlik zincirinin ilk halkası Hz. Adem (as) gibi bütün insanlığı etkilemiş, insanlık ve İslâmlık şahs-ı mânevîsinin tarihî ve mânevî gelişiminde önemli bir dönüm noktasının temsilcisi olmuştur. Onun ve ailesinin yaşadıkları bütün insanlık için mânevî alemlere açılan bir pencere hükmüne geçmiş ve mülk boyutunda Hz. […]
İslam literatüründe nefs, insan hayatının ekseninin belirlenmesi, beşeri ihtiyaçların yerine getirilmesi, kızma,öfkelenme, sevinme gibi hislerin kontrol edilmesi, şehevi arzuların tatmin edilmesi için Allah tarafından derc edilen hisleri ifade eder. Nefsin bu mahiyeti inanan bir insan için nefsin belli bir kıvamda tutulması, bir başka ifade ile nefsin terbiye edilmesi problemini doğurmaktadır. İnsandaki hislere fıtraten sınır çizilmeyip, […]
Dr. Selçuk CANSIZ Giriş İbadet, sırf Allah (c.c) emrettiği için yapılır. Bu, ibadetlerin özünü teşkil eden ihlasın bir gereğidir. İbadetlere Allah rızası değil de başka şeyler maksat yapılırsa, o ibadet ibadet olmaktan çıkar. Bununla birlikte Allah (c.c)’ın emrettiği her işin bir de hikmet yönü vardır. Biz yerine getirdiğimiz emrin hikmetlerini kimi zaman biliriz, kimi zaman […]