Şualar

Şualar, İkinci şehadet, 766. sayfadasınız.

derin bir aşkla ve fıtrî ve istidadî pek kuvvetli bir iştiyakla aradığı hayat-ı bâkiyeye sağlam bir yol açtığına karşı âlem-i İslâm minnettarâne, müteşekkirâne اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ اَيُّهَا النَّبِىُّ 1 ile bir mânevî ziyaret ve görüşmek ve üç yüz elli milyon, belki milyarlar namına onu tebrik eder.
Yirmi küllî şehadetlerden ve çok şehadetleri ihtiva eden,
İkinci şehadet:
وَبِشَهَادَةِ جَمِيعِ حَقَۤائِقِ اَرْكَانِ اْلاِيمَانِ عَلٰى تَصْدِيقِهِ Yani, "İmanın altı rükünlerinin hakikatleri ve tahakkukları ve hakkaniyetleri, Muhammed'in (a.s.m.) risaletine ve hakkaniyetine kat'î şehadet eder." Çünkü onun risalet hayatının şahsiyet-i mâneviyesi ve bütün dâvâlarının esası ve mahiyet-i nübüvveti, o altı rükündür. Öyle ise o rükünlerin tahakkuklarına delâlet eden bütün delilleri, Muhammed'in (a.s.m.) risaletinin hak olduğuna ve onun sadıkıyetine dahi delâlet ederler. Hem âhiretin tahakkukuna sair rükünlerinin delâletini Meyve Risalesi ve Onuncu Sözün zeyilleri beyan ettikleri gibi, öyle de herbir rükün, hüccetleriyle beraber onun risaletine bir hüccettir.
Binler şehadetleri ihtiva eden,
Üçüncü küllî şehadet:
وَبِشَهَادَةِ ذَاتِهِ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ بِاٰلاَفِ مُعْجِزَاتِهِ وَكَمَالاَتِهِ وَعُلُوِّ اَخْلاَقِهِ
Yani, "O zât (a.s.m.) güneş gibi kendi kendine delildir. Binler mu'cizat ve kemâlât ve yüksek, güzel ahlâkıyla risaletine ve sadıkıyetine pek kuvvetli şehadet eder."
Evet, "Mu'cizat-ı Ahmediye" risale-i harikada üç yüzden ziyade nakl-i sahihle ispat ettiği gibi, o zât (a.s.m.) وَانْشَقَّ الْقَمَرُ 2 ve

derin bir aşkla ve fıtrî ve istidadî pek kuvvetli bir iştiyakla aradığı hayat-ı bâkiyeye sağlam bir yol açtığına karşı âlem-i İslâm minnettarâne, müteşekkirâne اَلسَّلاَمُ عَلَيْكَ اَيُّهَا النَّبِىُّ 1 ile bir mânevî ziyaret ve görüşmek ve üç yüz elli milyon, belki milyarlar namına onu tebrik eder. Yirmi küllî şehadetlerden ve çok şehadetleri ihtiva eden, İkinci şehadet: وَبِشَهَادَةِ جَمِيعِ حَقَۤائِقِ اَرْكَانِ اْلاِيمَانِ عَلٰى تَصْدِيقِهِ Yani, "İmanın altı rükünlerinin hakikatleri ve tahakkukları ve hakkaniyetleri, Muhammed'in (a.s.m.) risaletine ve hakkaniyetine kat'î şehadet eder." Çünkü onun risalet hayatının şahsiyet-i mâneviyesi ve bütün dâvâlarının esası ve mahiyet-i nübüvveti, o altı rükündür. Öyle ise o rükünlerin tahakkuklarına delâlet eden bütün delilleri, Muhammed'in (a.s.m.) risaletinin hak olduğuna ve onun sadıkıyetine dahi delâlet ederler. Hem âhiretin tahakkukuna sair rükünlerinin delâletini Meyve Risalesi ve Onuncu Sözün zeyilleri beyan ettikleri gibi, öyle de herbir rükün, hüccetleriyle beraber onun risaletine bir hüccettir. Binler şehadetleri ihtiva eden, Üçüncü küllî şehadet: وَبِشَهَادَةِ ذَاتِهِ عَلَيْهِ الصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ بِاٰلاَفِ مُعْجِزَاتِهِ وَكَمَالاَتِهِ وَعُلُوِّ اَخْلاَقِهِ Yani, "O zât (a.s.m.) güneş gibi kendi kendine delildir. Binler mu'cizat ve kemâlât ve yüksek, güzel ahlâkıyla risaletine ve sadıkıyetine pek kuvvetli şehadet eder." Evet, "Mu'cizat-ı Ahmediye" risale-i harikada üç yüzden ziyade nakl-i sahihle ispat ettiği gibi, o zât (a.s.m.) وَانْشَقَّ الْقَمَرُ 2 ve