İntizam

Kâinat kitabında çok net ifade edilmiş sırlardan biri, intizam. Sanî’in kendini ifade ederken satırlarayerleştirdiği çok açık ama sır olmuş bir gerçek. Hayatın her düzeyinde farklı şekillerde, ancak aynı maksadahizmet eder tarzda yaşanan, farkında olunduğunda çok bariz, dikkat edilmezse sönükleşen bir sır. Hepimiz hayatımızınbaşlangıcında, bedenimizin teşkilinde kullanılan iki hücrenin birleşmesinde bu sırrı yaşayarak yola çıkmışız.Buluşma yerinde, buluşma anından sonraki işlerde, ana rahmine yerleşimde ve bundan sonraki safhalarda zamanlama,lojistik destek, her ferdin görevini hakkı ile yerine getirmesi, planlama ve koordinasyon açısından muhteşem bir düzenve bunun gerisinde intizam sırrı işliyor. Bu serüvenin sonunda bölünen ve vakti geldiğinde farklılaşan kimi ferdî,kimi bütün içinde iş gören hücrelerle şekillendirilen "insan" isimli alemde akciğerden kan hücrelerineoksijen ulaştırılmasından, kalbin dakikada ortalama 72 kez saat gibi atışına, kasların ahenkle çalışıp yürüme,konuşma, bedenin bin bir türlü fiillerine kadar kendi bedenimiz bizzat intizamın ifadesi olur. Beden denilen aleme bir büyüteçlebaktığımızda bu intizamın her bir ince ayrıntıda işleyişini gözler ve hayretler içinde kalırız. Bu da alemde işleyenfiillerden önemli bir kısmının size hitap ettiğini ve önemsendiğinizi gösteren bir duygudur. Dünyanın dıştan çekilmişresimlerini hepimiz görmüşüzdür. Bu resimlerde bizimde içinde yer aldığımız dünya düzeni görülmez. Biraz yaklaştığınızdakaralar ve denizlerden müteşekkil bir tablo, biraz daha yaklaştığınızda, karıncalar gibi sağa sola koşuşan insantoplulukları, belli yönlere giden gemiler, arabalar, uçaklar. Artık yere inildiğinde ise gelir-gider hesapları olan,giriş çıkış saatleri belirlenmiş, bir nizam ve intizam dahilinde işleyen fabrikalar, şirketler, ordular, evler,marketler gibi günlük hayatın intizamı ile karşılaşırız.

Uzaydan gördüğümüz dünya manzarasından semtimizdeki bir markete ve onun tezgâh düzeninden kasasınakadar olan intizamına indiğimiz duruma benzer şekilde; dıştan gördüğümüz insan bedeninden, o insanın bir hücresineindiğimizi hayal edelim. Hücrenin hayatını idame için çevre sıvılardan besleyici maddeleri ve diğer elementlerialması gereklidir. Bu maksatla hücre zarında bulunan küçük delikçiklerden difüzyon denen maddenin daha konsantre olduğuyerden diğer tarafa pasif akışı ile bir nakil, hücre zarında bulunan bazı enzim sistemleri ve özel taşıyıcıproteinlerin rol oynadığı aktif nakil, ve endositoz denen bir mekanizma ile hücre zarının dıştaki özel bir maddeyi,sıvıyı ve sıvı içeriğini yutması şeklinde üç tarz işleyiş vardır. Endositoz, hücre zarında, yutulacak maddeyiiçine alacak şekilde oyuk oluşması ve bu oyuğun içe doğru küre şekline dönüşerek üstünün kapanması ve zarınvezikül adı verilen ve küçük bir küreye dönüşen bu kısmının hücre içine doğru kopması ile olur. Bu işlemdaha sık çok küçük küreciklerin oluştuğu pinositoz adı verilen şekilde hücre dışındaki sıvının ve bununlabirlikte besinlerin ve ihtiyaç duyulan elementlerin yutulması tarzında olur. Daha seyrek olan ve büyük partiküllerin, hücrelerin,bakterilerin ve bozulmuş dokulardan kopan parçaların yutulduğu ve daha büyük küreciklerin yutulduğu tarza isefagositoz denmektedir.

Bunlar hücre içinde çok ince hesap, hassas zamanlama ve mükemmel koordinasyonla işleyen binlercemekanizmadan yalnızca biri. Mesela, ancak mikroskopla görülebilen küçücük hücre içinde mitokondri denilen bir kısımdacereyan eden sitrik asit siklusu, bu açıdan çok çarpıcıdır. Bir maddeden diğerinin ortaya çıktığı her bir adımdandiğerine geçişte enzimlerin rol oynadığı bu enzimleri ortaya çıkaran başka enzimler, geri beslemeler, kontrolmekanizmaları ve bütün bunların neticesinde hücrenin ve bedenin enerji ihtiyacının karşılanması için döndürülençark. Bu, Tıp öğrencilerinin akıllarına yerleştirmekte bile yetersiz kaldığı işleyişin sırf şematize edilmişhaline bakmak bile olayın kompleksliğini, intizamın incelik ve mükemmelliğini gözler önüne seriyor.

Şimdi gözlerimizi kapayıp, döviz kurlarını, hükümet planlarını, enflasyonu, geçim sıkıntısıgibi problemleri, Ayşe Hanım’ın akşamki partide giydiği elbiseleri, Mehmet Bey’in yeni model arabasının kaç kilometreyapabildiğini bir tarafa bırakalım. Sonra hücrelerimizde yukarıda anlatmaya çalıştığımız türden binlerce işinintizam içinde devam ettiğini, milyarlarca insanın trilyonlarca hücresinde bu işlemleri bir tahayyül edelim. Bu intizamatom içinde çekirdek, elektron bir formülle ifade edilecek intizamı sergiliyor. Atomların molekülleri, moleküllerinelementleri, elementlerin hücreleri, bunların organları ve bitkileri, canlıları oluşturuyor gibi gösterdiği intizam,hücre içindekine benzer tarzda işliyor. Arabaların, gemilerin, uçakların çalıştığı; tonlar ağırlığındakigemilerin bir parmakla çevrildiği, fabrika çarklarının dönderildiği alemin nizamı, hep bu intizam sırrıyla yürüyor.Bütün bu faaliyetlerin özde tek sebebi var: Münazzım’ı, Müdebbir’i ve bunların çerçevesinde bütün güzelliklerinsahibi Kâinat Sultanını anlatmak. Trilyonlarca enstrümanın milyarlarca sesin, muhteşem bir kâinat orkestrasının"Ya Müdebbir! Ya Munazzım! Ya Sani!" deyişini, kainatı raksa getiren ahengi işitmeye başladınız mı?