Şark kökünden türetilen işrak kelimesi sözlükte güneşin doğuşu sırasındaki ışıma, aydınlanma, parlama, tan ağarışı gibi anlamlara gelir. İşrakiyye terimi, İslâm düşünce tarihinde bilginin kaynağı olarak akıl yürütmeyi temel alan rasyonalist Meşşai felsefeye karşı mistik tecrübe ve sezgiye dayanan düşünce sisteminin adıdır. İşrakiyyun da bu düşünceyi izleyenlerin oluşturduğu düşünce akımını ifade etmektedir. İslâm düşünce tarihinde işrak […]
Kadir AYTAR A – GİRİŞ Ramazanın orucu İslâmın beş şartından birisidir ve İslâm şeâirinin büyüklerindendir. Bakara Sûresinin 187. âyetinde belirtildiği gibi; tan yerinde beyaz iplikle siyah iplik ayırt edilinceye kadar yiyip içilen, sonra da geceye kadar tamamlanan bir ibadettir. Oruç kelimesi, aslen Farsça “rûze”den türemedir. Türkçe’de yansımalı kelimelerin dışında “r” ile başlayan kelime bulunmaz. Bulunan […]
Katı yapıların genel karakteri, bulunduğu alanı net kuşatmak ve başkaları ile birlikte olamamaktır. Oysa uzlaşma, kişilikli esnekliği gerekli kılmaktadır. Yükseltilmeye çalışılan memleket tansiyonunda, benlikler ve kısır çekişmeler bir tarafa bırakılmalı, vatanın selâmeti ve İslâmın barış zemininde huzur ve emniyet dolu bir dünya için elbirliği içine girilmelidir. Ortaklık ve dayanışma, aynı maksat etrafında birlik fıtratın gereği. […]
Türkiye'de olup, hele de İstanbul'da yaşayıp da Topkapı Sarayı'nı, Dolmabahçe Sarayı'nı gezmemek büyük bir kayıptır. İnce sanatlar, muhteşem nakışlar, paha biçilmez mücevherler ve pek çok tarihi zenginlik… Buraların güzelliklerini yaşamak için aslında pek çok hazırlık bilgisini daha önceden aldığımız için en azından, "mücevher nasıl bir şeydir?", "sanat ne demektir, ne işe yarar?", "Osmanlı Devleti hangi […]
Ramazan ayını farklı bir konuma yükselten unsurlardan en önemli ikisi oruç ve Kuran olmalı… Bu iki unsurun da insanın ruh ve beden sağlığı üzerinde çok etkili olduğu gelişen zaman ve şartlar içinde, insan ve kâinat tanındıkça daha iyi anlaşılıyor. Varlığın algılayabildiğimiz boyutunda dahi, bu güzelliklerin hayatımız üzerinde ne denli etkili olduğunu ve algıladığımız boyutun çok […]
Varlık aleminde işleyen temel sırlardan biri şeffafiyettir. Bu sırra mazhar olanlar cismen ve şeklen kendilerini ön plana çıkarmazlar. Eşya içerisindeki işleyişleri, daha derinden ve nüfuz etme şeklindedir. Bu yüzden şekilleri, sınırladıkları belirli bir alan, katı bir yapıları yoktur. Her şeye, her şekle uyum sağlayabilecek derecede esnektirler. Ancak her şeyin içine nüfuz ederek hayati fonksiyonlar icra […]
Günlük yaşantıda önümüze çıkan tablolar ve onlara karşı tepkilerimiz çoğu zaman niyet ile şekillenmektedir. Niyet, aslında fiilin özü ve kimliği gibidir. Zahiri tezahürleri ne olursa olsun ve hangi sonucu doğurursa doğursun, fiilin melekuti anlamını ve Rab ile kul arasındaki ilişkiler ağı içerisindeki anlamını, niyet belirleyecektir. Bu anlamda hayat, dışa yansıyanlardan çok içte hissedilenlerin önemli olduğu […]
Varlık aleminde işleyen temel sırlardan biri şeffafiyettir. Bu sırra mazhar olanlar cismen ve şeklen kendilerini ön plana çıkarmazlar. Eşya içerisindeki işleyişleri, daha derinden ve nüfuz etme şeklindedir. Bu yüzden şekilleri, sınırladıkları belirli bir alan, katı bir yapıları yoktur. Her şeye, her şekle uyum sağlayabilecek derecede esnektirler, ancak her şeyin içine nüfuz ederek hayati fonksiyonlar icra […]
Risale-i Nur'da "Avrupa" kavramı çerçevesinde daha çok medeniyetin incelendiği, kıyasların ve karşılaştırmaların bu eksende yapıldığı söylenebilir. Dolayısıyla, daha çok coğrafi bir anlam ve kıta adı taşıyan bu kavram bir medeniyetin tanımlanmasında kullanılmaktadır. Böylece, Risale-i Nur'da "Avrupa" adı altında aynı zamanda bir medeniyetin sorgulanması, eleştirisi, ağır basan yönleri ayrıntılı bir şekilde izahını bulmaktadır. A. Avrupa İkidir […]
Evrim kavramı, varlığın farklı süreçler geçirmesini, gelişme yönünde farklılaşmasını, durumlar arasında geçişlerini ifade ediyor olmalı. Varlık aleminin ya da varlıkları kendiliğinden olmayan, sonradan ve başka bir mercie bağımlı olarak ortaya çıkan, hadis olan varlıkların, yani kevnlerin ya da kainatın genel işleyişinde göze çarpan bir özellik gibidir. Bu hal çoğunlukla tekamül şeklinde, yani iyiye doğru gelişme, […]
Sonsuz cemal ve kemal, onu idrak edecek olan şuur sahiplerinin varlık sahnesine çıkmadığı zamanlarda gizlenmişken, varlığı kuşatma istidadındaki sınırsız muhabbetin içinde yer aldığı ilk atom tohumu büyük bir patlama ile çatladı ve o muhabbet bin bir yapraklı bir gül goncası gibi asırlara yayılan serüven içinde açmaya başladı. Alemleri kuşatan rahmet bir gülün güzelliğinde, bir böceğin […]
Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki görev, yetki ve sorumlulukları yeniden tanımlayarak kamu yönetimine yeni ilkeler getirmeyi amaçlayan "Kamu Yönetimi Temel Kanunu Tasarısı" içeriğinden ötürü "adem-i merkeziyet", "tevsi-i mezuniyet" gibi Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarında tartışılan kavramların yeniden gündeme taşınmasına neden oldu. Ayrıca bu tasarıdan ötürü Türkiye’de Merkez ve Taşra arasındaki ilişkilerin yeniden sorgulanabilmesi imkânı doğdu […]
Risale-i Nurdan Bir Kavram İnsanların ahlak, estetik ve varlık anlayışlarının, herhangi bir felsefeden, dinden ya da ideolojiden bağımsız değerlendirilmesi pek zordur. Her felsefenin kendine ait bir ahlâk anlayışının olması ne kadar normal ise, bu felsefeye göre şekillenmiş bir estetik anlayışının da olması o kadar normaldir. Benzer durum dinin toplumsal hayattaki etkilerinde de görülebilecektir. Her dinin […]
Aziz, Sıddık kardeşlerim, Kameri aylardan Recep ayının 27. gecesi Miraç gecesidir. Hicretten bir yıl ya da on yedi ay önce gerçekleşen Miraç olayı, Resul-i Ekrem’in (a.s.m) ruh ve bedeniyle en yüce makamlara yükselişinin, kemalat ve velayet mertebelerinde eşsizliğinin ve Cenâb-ı Hakk’ın en sevdiği kul olduğunun, mahbubiyetinin ispatı olmuştur. Ayrıca, Resul-i Ekrem’in (a.s.m) şahsında insanlığın önüne […]
Bediüzzaman’a göre nübüvvet, güzellik ve mükemmelliklerin esası, hak dinler ise saadetin anahtarıdır. Hak ve hakikat nübüvvette ve nebiler elinde; dalâlet ve şer onun karşısındadır.1 Âlemin bir sahibinin bulunmaması muhâl olduğu gibi, kendisiniinsanlara tanıtmaması da muhâldir diyen Bediüzzaman, Allah’ın, emir ve yasaklarına vâkıf olmaları için halifesi olan insana kendini bildirip tarif etmesinin zarurî olduğunu belirtmektedir.2 Ona […]
Kavram-Tarihi Görünüm İslâmî literatürde "Ehl-i Sünnet ve’l-cemaat" terimi Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ile Ashabınınakaid sahasında takip ettikleri yolu izleyenleri ifade etmek için kullanılır. Bu topluluk kısaca Ehl-i Sünnet terimiile de ifade edilmiştir. Terimdeki "cemaat" tabirinin ashab-ı kiramı, her devirdeki Müslümanların büyükekseriyetini (sevad-ı azam), müçtehid alimleri ve aynı devlet reisine biat eden Müslümanları ifade etmek için kullanıldığıgörülmektedir. […]
İslâm Düşünce Tarihinde Hilâfet ve Sünni-Şii Ayrılığı Hz. Peygamberin vefatından sonra Müslümanlara dini, idari, ekonomik ve sosyal konularda öncülük edecek bir şahsınbizzat Peygamber Efendimiz tarafından belirlenmemiş olması, Ashabı İslâm toplumuna başkanlık edecek"halife"yi seçip, ona biat etme problemiyle karşı karşıya bırakmıştı. Peygamberlik makamı insanın günlükhayatı ile ilgili bütün konular hakkında düzenlemelerde bulunmayı gerektirmekteydi. Peygamber Efendimiz insanlaraAllah’ın […]
"Şüphe yok ki biz o Kur’an’ı Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sana ne bildirdi. Kadirgecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede Rablerinin izniyle her bir iş için peyderpey inerler. Ogece fecrin doğuşuna kadar selâmettir." (Kâdir; 1-5) Cenâb-ı Hakk engin rahmet deryasından sızan katreleri her an ve her saniye kullarına sunar. […]
Risale-i Nurdan Bir Kavram İslamiyet’in ilk dönemlerinde Kur’an ve sünnet ışığı altında dinî konuları yorumlamanın neticesinde, dinianlayış farklılıklarından doğan bir takım ayrılıklar, ihtilaflar vukû bulmuştur. Gerek fikrî, itikadî, gereksesiyasî bazda vukûa gelen bu ihtilafların akabinde mezhepler, fırkalar zuhur etmiştir. Hanefî, Şafiî gibi fıkhîmezheplerin yanında, Mutezile, Cebriye, Mücessime, Haricilik gibi itikadî ve siyasî olan fırkalar ortaya […]
Risale-i Nurdan Bir Kavram Yemen’de, bir görüşe göre Şam ya da İskenderiye’de kurulduğu tahmin edilen kavmin ismi Hz. Nuh’un nesebine dayandırılmaktadır.(Arkeolojik kazılardan elde edilen bilgilerden şehrin Akabe’nin doğusundaki Rem Dağ’nda olduğu sonucuna varılmıştır.)Nitekim, yaygın kanaate göre, Âd, Hz. Nuh’un torunlarından Avs’ın oğludur. Kavim hakkında elde dilen bilgiler de genelitibariyle Kur’an-ı Kerim’de yer almaktadır. Hz. Nuh’tan […]
Risale-i Nurdan Bir Kavram Giriş Hz. Peygamber (asm) döneminden sonra, Müslümanların çeşitli İslami meseleler üzerinde yaptıkları tartışmalar, bir takım farklı anlayışlar ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bunun akabinde, gerek itikadî gerekse amelî açıdan bir takım mezhep ve fırkalar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu fırkalardan birisi de üzerinde çok tartışma yapılan Cebriye fırkasıdır. Kelime anlamı itibariyle cebir, ‘bozuk […]
Risale-i Nurdan Bir Kavram Giriş Müslümanlar, Peygamberimizin vefatından sonra Kur’an ve sünneti yorumlarken farklı yaklaşımlar ileri sürmüşlerdir.Bu farklı yaklaşımlar vahyin pratiğe dökülmesiyle veya onun yorumlanması neticesinde ortaya çıkmıştır. Kimilerimetod olarak sadece Kur’an ve sünnete dayanarak nakil yoluyla dini hususları yorumlamaya çalışmış, kimileri de naklinyanında aklî melekelerini de kullanarak dinî hususları yorumlama yoluna gitmişlerdir. Bu metod […]
"İkinci Nokta: Her bir zerrede, Vâcibü’l-Vücudun vücuduna ve vahdetine iki şâhid-i sâdık vardır. Evet, zerre, acz ve cümûduyla beraber, şuurkârâne büyük vazifeleri yapmakla, büyük yükleri kaldırmakla, Vâcibü’l-Vücudun vücuduna katî şehâdet ettiği gibi, harekâtında nizâmât-ı umumiyeye tevfîk-ı hareket edip, her girdiği yerde ona mahsus nizâmâtı mürâât etmekle, her yerde kendi vatanı gibi yerleşmesiyle Vâcibü’l-Vücudun vahdetine ve […]
Giriş Müslümanlar, Peygamberimizin vefatından sonra, temel kaynaklara yorumlarken farklı yaklaşımlar ileri sürmüşlerdir.Bu farklı yaklaşımlar Müslümanlar arasında çeşitli ihtilaflara neden olmuştur. İşte bu yaklaşım farklarınınilklerinden birisi Haricilik’tir. Kelime mânâsı itibariyle "çıkmak, itaatten ayrılmak" olan Haricilik, literatüre,"insanları dinden, haktan uzaklaştıranlar"; "Hz. Ali’den uzaklaşan ve yönetime karşı ayaklanarakcemaatten çıkanlar" şeklinde girmiştir.1 Kendileri ise "Havâric" kelimesini, Nisa Suresi’nin100. ayetine […]