Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Dolayısıyla hangi tarihte doğduğu bilinmemektedir. Kaynaklarda sadece Taifli hadis âlimi olarak geçmektedir. Çocukluk yılları ve nasıl bir eğitim aldığı hakkında herhangi bir bilgi bulunamamaktadır. Daha çok rivayet ettiği hadisler, hadis nakli üzerindeki görüş ve düşünceler, şahsiyeti hakkında bazı âlimlerin ileri sürdüğü vb. çok sınırlı bilgiler mevcuttur.
Amrın tabiinden olduğu ve bazı sahabeleri gördüğü bilinmektedir. Ancak, hangileriyle görüştüğü ve kendilerinden nasıl istifade ettiği bilinmemektedir. Kendisiyle ilgili tartışmalar; daha çok sika yani güvenilir bir nakledici olup olmadığı çerçevesinde gelişmiştir. İslâm âlimi Yahya bin Said el-Kattan; Amrdan güvenilir ravilerin nakilde bulunmaları halinde kendisinin sika sayılabileceğini, şayet nakil yapmazlarsa güvenilir sayılamayacağını belirtmiştir.
Amrın rivayetleri hakkında olumsuz görüş ileri süren âlimlerin başında Hanbeli mezhebi imamı Ahmed bin Hanbel gelmektedir. İmam, Amrın rivayetlerinin delil olarak gösterilemeyeceği görüşünü ileri sürmüştür. Bu görüşüne gerekçe olarak, nakillerinin bazılarının münker olduğu, tezini ileri sürmüştür. İmam Buhari de, büyük hadis külliyatına Amr bin Şuaybın nakillerini almamıştır. Bu tavrıyla birlikte; babası ve dedesi vasıtasıyla bildirdiği nakillerini kabule değer bulduğunu ifade etmiştir.
İmam Buhari, Amr bin Şuaybın naklettiği hadisleri külliyatına almazken; Ahmed bin Hanbel, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, İbn Mace, İbn Huzeyme, İmam Malik, İbn Hıbban gibi büyük âlimler, eserlerinde Amr bin Şuaybın nakillerine de yer vermişlerdir. Nakilleri kabule değer bulmayan bazı hadis âlimleri de; Amr bin Şuaybın hadisleri bizzat işiterek almadığını, söz konusu hadislerin kendisine yazılı olarak intikal etmiş olduğunu gerekçe göstermişlerdir.
Amr bin Şuaybın nakilciliği hakkında müspet düşünce de ileri süren bir çok hadis âlimi ve araştırmacısı vardır. Bu âlimler kendisini güvenilir bir nakledici olarak kabul etmişlerdir. Nitekim yukarıda saydığımız bir çok ünlü âlim, Amrın nakillerini eserlerine almakta tereddüt göstermemişlerdir. Ünlü sahabe Amr bin Asın soyundan gelen Amr bin Şuaybın güvenilir bir nakledici olduğu, hadislerin önemli bir kısmını babasından öğrendiği, ailede silsile halinde hadis eğitimi ve nakli yapıldığı ifade edilmiştir.
Amr bin Şuaybın naklettiği hadisler hakkında olumsuz görüş ileri sürülmesine karşılık, bu âlimin başvurduğu yöntemin başkaları tarafından da istimal edildiği ve başvurulan bir yöntem olduğu izahı yapılmıştır. Kendilerine yazılı olarak intikal eden eserler üzerinde çalışan âlimler, bu çalışmalar sonucunda bazı rivayetlerde bulunmuşlardır.
Risâle-i Nurda Amr bin Şuaybın ismini zikreden ve naklettiği bir hadise yer veren Bediüzzaman, bu hadis âlimine dört imamın itimad ettiğini ve hadislerinden alıntı yaptıklarını da belirttikten sonra, sahih bir nakille haber verdiğini ilave ederek hadisi nakletmektedir; Nübüvvetten evvel, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, amcası Ebu Talip ile deveye binip, Arafe civarında Zilhicaz nam-mevkie geldikleri vakit, Ebu Talip demiş: Ben susadım. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm inmiş, yere ayağını vurmuş, su çıkmış, Ebu Talip içmiştir.
Muhakkikînden birisi demiş ki: Şu hadise nübüvvetten evvel olduğundan, irhasat kabilinden olmakla beraber, bin sene sonra aynı yerde Arafat çeşmesi çıkması, o hadiseye binaen bir keramet-i Ahmediye (a.s.m.) sayılabilir. (Mektubat, s. 124). Tirmizide yer alan iki hadisi Amr bin Şuayb şu şekilde nakletmiştir:
Yemen giysilerinden en güzel bir elbise giydim.
Bana Ey İbn Abbas! Merhaba! Bu güzel elbise de ne?
şöyle cevap verdim:
Beni kınamayın! Ben, Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellemin üzerinde bundan daha güzel elbiseler gördüm.
Şüphesiz Allah, verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmek ister.
Amr bin Şuayb, daha çok babasından hadis nakletmekle beraber Tâvûs, Urve bin Zübeyr, İbn Şihab ez-Zühri, Said bin Müseyyeb gibi hadisçilerden nakillerde bulunmuştur. Erkek âlimlerden hadis naklettiği gibi, Rubeyyi binti Muavviz ve Zeynep binti Selemeden de hadis öğrenip nakletmiştir.
Şahsiyeti hakkında önemli övgülere yer verilen Amr bin Şuayb için, o dönemde kendisinden daha değerli Kureyşli görmediklerini söyleyenler de olmuştur. Taifli olan Amr zamanının önemli bir kısmını da Mekkede geçirmiştir. Buraya sık sık giderek hadis nakillerinde bulunmuştur. 736 yılında Taifte vefat etmiştir.