Alemin Her Unsuru Yaratana İşaret Eder

Varlık aleminin en ilginç özelliklerinden biri ilişkilerin kainatın her tarafında benzer tarzdakuruluyor olmasıdır. Su oluşturacak atomlar her yerde aynı şekilde bağlantılar yapan iki hidrojen molekülü ile biroksijen molekülünden oluşurlar. Hele organik maddelerin teşkilinde yer alan karbonlar, hidrojenler ve oksijenler gibimoleküllerin organik kimya ile ilgili kitaplardaki şekillerini bir tahayyül edin… O karma karışık yapılarda, şuursahibi insanların anlamakta güçlük çektikleri yapılar içinde, varlık çarklarının dönüşü ile farklı yerlerdengeldikleri halde, anında adapte olarak uyum sağlarlar. Çok zeki bir lise talebesinin daha önce hiç organik kimya dersialmadan bu dersin imtihanına girdiğini bir düşünelim. Önüne o karmakarışık karbon hidrojen haritası gibi organikmadde formüllerinden sorular sorulmuş olsun. Ortaya çıkacak sonuç hakkında bir şüphe olur mu? Oysa bizzat o madde içindeyer alan karbon, anında uyum sağlamakla bu maddenin yapısı ile ilgili sorulabilecek bütün sorulara cevap verebileceğinigösterir bir hal sergilemektedir. Zeki bir lise talebesinin kabiliyetlerini bir karbon atomu ile mukayese bile etmeye kalkışmayacağımızagöre bu halden ortaya çıkan sonuç, bu uyumun karbon atomunun kabiliyetleri ile olmadığıdır.

Makro alemin şekillenmesinde maden ve sanayi devrimleri gibi insan ve maddi alemin ilişkilerinin zirveyeulaştığı dönüm noktalarında temel unsurlar olan alaşımlar ve bileşimler gibi temel elementlerin terkip haline dönüşümündede benzer bir harikalık yaşanır. Bizim bedenimiz de dahil olmak üzere, varlık aleminin çok farklı yerlerinde bulunandemir bir taraftan kanımızın içinde alyuvarlar denen kırmızı hücrelerin teşkilinde görev alıp, oksijenimizi ve biranlamda hayatımızı taşırken, diğer taraftan bir otomobilin önemli bir kısmının teşkilinde aldığı görevlebedenimizi taşır. İnsan, çok üstün gözüken kabiliyetleri ile varlığın işleyiş düzeninden, alemin çarklarıgerisinde saklanmış kanun adını verdiği prensipli ve hep aynı tarzda oluşları keşfetmiştir. Bu keşifleri ile arzınfarklı bölgelerine tuz gibi serpilmiş demiri alem çarkları içinde bir bineğe dönüştürebilmiştir. Ancak aklı, üstünkabiliyetleri, sınır tanımayan hayalleri ve düşünceleri ile insanın bu işleyişlerdeki rolü kadar işleyişte yeralan her element ve faklı her unsur da ortaya çıkan neticede rol sahibi gibi gözükmektedir. Demirin verilen şeklialmaması halinde ya da uranyum gibi kararsız bir element olması halinde evinizin önüne park ettiğiniz arabanın sabahgeldiğinizde yarısını buharlaşmış olarak bulabilirdiniz. Neden böyle olmadığına dair çekirdeğin çevresindekielektron yörüngeleri ve enerji seviyeleri ile alakalı pek çok izahlar yapılabilir. Ancak biz demiri şimdiye kadar bu şekildegördüğümüz için böyle bir izaha girişiyoruz. Büyük ihtimalle de bu gerçek nedeni açıklamıyor. Bu tarzda yapılanizah, tarifi neden olarak ortaya koymak şeklinde bir garip durum sergiliyor. Mesela, şöyle bir tanım yapalım:"Daire içindeki ‘a’ harflerini atlas olarak adlandıracağız." Sonra, "neden bu atlastır?" şeklindebir soruya muhatap olduğumuzda, "Çünkü daire içindedir." şeklinde bir cevap verdiğimizde bir taraftan doğrucevap vermenin rahatlığını yaşarken, diğer taraftan kendi kurgumuz olan kavramlar ve fanusa dönüşmüş dünyamız içindegerçeğe ulaşmak için bütün yolları kapamış oluyoruz. Problemin çözümünde ilk basamağın, farkında olmak olduğumalumdur. Yanlışlarıyla problemi olmayan ve eksiklikleri içinde tatmin olmuş bir insanın doğruya ve daha iyiye ulaşmaşansı kalmamıştır.

Elementlerin, alaşımların, bileşimlerin ve benzer şekilde pek çok farklı terkibin oluşturduğualemimizi kovalent bağlar, Maxwell’in elektrikle ilgili çekim yasaları, Newton’un çekim kanunları çerçevesinde izahetmekte yukarıdaki örnekte ortaya koymaya çalıştığımızdan çok da farklı bir durum yok aslında. Demir atomununelement haline gelişindeki işleyişi, bu atomun bazı kimyasal ve elektriksel özelliklerine bağlamak, farklıelementlerin oluşturduğu alaşım ve bileşimleri benzer şekilde kimya kurallarına bağlamak neticesini doğuruyor. Aynıyaklaşım, sanayideki gelişmelerle teknolojinin uçakları, gökdelenleri, otomobilleri, uzay mekikleri gibi şekillere büründürdüğüdemiri bu hale sokanın insan olduğu neticesine ulaştırıyor. Oysa bütün bunlar, insan ve varlık arasında ünsiyet içinkonulmuş tariflerdir.

Asli boyutu ile varlık kitabının Yazarı ve alemin Sanatkarı demirle, çelikle, otomobillerle ve uçaklarlabir hitaba dönüştürdüğü alemde güzelliklerini ifade ediyor. Ne demirin ne karbonun ne kanun adını verdiğimiz işleyişlerinne de kendisinde vehmettiği bütün dehası ile insanın şu alemin işleyişini yürütebilmesi ve kendisi ile alakalıondan sudur ediyormuş gibi gözüken işleri başarabilmesi mümkün değildir. Alemin işleyişinde her şey her şeyle veaynı zamanda her şey bir şeyle bağlantılıdır. O bağlantılı olduğu şey bir taraftan işleyişi üzerine almış vekendi yürütüyormuş gibi bir hal sergilerken, diğer taraftan bu işleyiş bütün boyutları ile ele alındığındailgili unsurun kabiliyetleri ve özelliklerinden çok daha üstte bir konumda olduğunu ortaya koymaktadır. Varlık adınıalan her şey için bu hal geçerlidir.

Bütün bunların toplamından ortaya çıkan sonuç, varlık alemini yaratanın ve işleyişini sürdüreninbu alemin içindeki varlıklar cinsinden ve onlara benzer özellikler sergilememesi gerektiğidir. Demiri ilgili olduğu bütünyerlerin kanunlarına uyabilecek özelliklerde gezdiren, karbonu sinekten kartala, çekirgeden gergedana ve en nihayetindeinsana kadar çok farklı şekillere sokan O’dur. Yine o insanın hayatını gemilerle, uçaklarla kolaylaştıran da, uzaygemileriyle beden içindeki eritrositlere bindirdiği demir misali bindirerek uzayın derinliklerinde gezdiren de,internetler, bilgisayarlar ile donatılmış, durmaksızın işleyen sosyal hayatın gerisinde ve o hayatı bütün güzelliklerineayine olacak şekilde yaratan ve o ayineye muhatap olup, bütün güzelliklerini özümseyerek bir fihriste şeklinde ifadeedecek ve takdim edecek her şeyin merkezi hükmündeki hayatları ve ruhları da yaratan O’dur. O, zaman ve mekandan münezzeh,aczden mualla, eşsiz, benzersiz, kusursuz, sınırsız, her türlü özellikleri ile mutlak sınırlı varlıkların dışındasınırsız özellikler taşıyan bir konumda bulunmalıdır. Hem demir, hem karbon, hem bütün canlılar, hem insanlar venihayet insanlar içinde üstün ruh sahipleri ve bu güzelliklerin muhatabı konumundakiler şahittir.