İşarat'ül İ'caz, 14-15. âyetin tefsiri, 154. sayfadasınız.

zecir ve men etmek içindir. Zira, istinatları Allâmü'l-Guyûba olanlar, istihza edilemezler.
Sonra, Cenâb-ı Hakkın tenkil ve tâzibini istihza ile tâbir etmek şe'n-i ulûhiyete yakışmadığından, istihzanın lâzımı olan tahkir irade edilmiştir.
Sual: Münafıkların istihzası, devamı ifade eden ism-i fail sigasıyla olduğu halde Cenâb-ı Hakkın mukabil istihzası, teceddüdü ifade eden fiil-i muzarî sigasıyla yapıldığında hikmet nedir?
Elcevap: Tazip ve tahkirler tebeddül ve teceddüt ettikçe tesirleri çoğalır. Zira bir tarzda devam eden bir elemin tesiri gittikçe azalır; tazelendikçe tesiri çok olur. Bu mânâyı ifade eden, ancak fiil-i muzaridir. İsm-i fail ise yalnız devamı ifade eder.
﴾ وَيَمُدُّهُمْ فِى طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿ Yani, "Dalâletin esbabına tevessül etmeleriyle, dalâletin talebinde bulunmuşlardır. Allah da onlara dalâlet vermiştir."
Allah tarafından yardımın yapılmasını ifade eden يَمُدُّ 1 kelimesi, abdin hâlık-ı ef'âl olduğunu iddia eden İ'tizal mezhebinin reddine işarettir. Ve onların lisan-ı hal ile istekleri üzerine, Allah'ın onlara yardım ettiğine delâlet eden يَمُدُّ 'nün tazammun ettiği يَسْتَمِدُّ 2 cümlesi, abdin elinde birşey yok, hep Allah'tan olduğunu iddia eden mezheb-i Cebrin reddine işarettir. Zira, onlar su-i ihtiyarlarıyla ve arzularıyla dalâleti istemişlerdir. Allah da onların isteklerini vermiştir.
طُغْيَانٌ 3 kelimesinin هُمْ 4 zamirine izafesi, tuğyan cinayeti, onların

zecir ve men etmek içindir. Zira, istinatları Allâmü'l-Guyûba olanlar, istihza edilemezler. Sonra, Cenâb-ı Hakkın tenkil ve tâzibini istihza ile tâbir etmek şe'n-i ulûhiyete yakışmadığından, istihzanın lâzımı olan tahkir irade edilmiştir. Sual: Münafıkların istihzası, devamı ifade eden ism-i fail sigasıyla olduğu halde Cenâb-ı Hakkın mukabil istihzası, teceddüdü ifade eden fiil-i muzarî sigasıyla yapıldığında hikmet nedir? Elcevap: Tazip ve tahkirler tebeddül ve teceddüt ettikçe tesirleri çoğalır. Zira bir tarzda devam eden bir elemin tesiri gittikçe azalır; tazelendikçe tesiri çok olur. Bu mânâyı ifade eden, ancak fiil-i muzaridir. İsm-i fail ise yalnız devamı ifade eder. ﴾ وَيَمُدُّهُمْ فِى طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ ﴿ Yani, "Dalâletin esbabına tevessül etmeleriyle, dalâletin talebinde bulunmuşlardır. Allah da onlara dalâlet vermiştir." Allah tarafından yardımın yapılmasını ifade eden يَمُدُّ 1 kelimesi, abdin hâlık-ı ef'âl olduğunu iddia eden İ'tizal mezhebinin reddine işarettir. Ve onların lisan-ı hal ile istekleri üzerine, Allah'ın onlara yardım ettiğine delâlet eden يَمُدُّ 'nün tazammun ettiği يَسْتَمِدُّ 2 cümlesi, abdin elinde birşey yok, hep Allah'tan olduğunu iddia eden mezheb-i Cebrin reddine işarettir. Zira, onlar su-i ihtiyarlarıyla ve arzularıyla dalâleti istemişlerdir. Allah da onların isteklerini vermiştir. طُغْيَانٌ 3 kelimesinin هُمْ 4 zamirine izafesi, tuğyan cinayeti, onların