Sözler

Sözler, Birinci Esas, 761. sayfadasınız.

BİRİNCİ ESAS
Miracın sırr-ı lüzumu
Meselâ, deniliyor ki: Cenâb-ı Hak اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ 1 dir, herşeye herşeyden daha yakındır. Cisimden, mekândan münezzehtir.2 Her velî, kalbi içinde Onunla görüşebilir.3 Neden dolayı velâyet-i Ahmediye (a.s.m.), Mirac gibi uzun bir seyahatin neticesinden sonra, her velînin kendi kalbinde muvaffak olduğu münâcâta muvaffak oluyor?
Elcevap: Şu sırr-ı gàmızı iki temsille fehme takrib ediyoruz. On İkinci Sözün sırr-ı i'câz-ı Kur'ân ve sırr-ı Mirac hakkında olan şu iki temsili dinle:
Birinci temsil: Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, sohbeti, görüşmesi vardır; iki tarzda hitabı, iltifatı vardır:
Birisi, âmi bir raiyetiyle, cüz'î bir iş için, hususî bir hacete dair, has bir telefonla sohbet etmektir.
Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvanıyla ve hilâfet-i kübrâ namıyla ve hâkimiyet-i âmme haysiyetiyle ve evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlerle alâkadar bir elçisiyle veya o evâmirle münasebettar büyük bir memuruyla konuşmaktır, sohbet etmektir ve haşmetini izhar eden ulvî bir fermanla bir mükâlemedir.
İşte, وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى 4 şu temsil gibi, şu kâinat Hâlıkının ve Mâlikü'l-Mülk ve'l-Melekûtun ve Hâkim-i Ezel ve Ebedin iki tarzda mükâlemesi, sohbeti,

BİRİNCİ ESAS Miracın sırr-ı lüzumu Meselâ, deniliyor ki: Cenâb-ı Hak اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ 1 dir, herşeye herşeyden daha yakındır. Cisimden, mekândan münezzehtir.2 Her velî, kalbi içinde Onunla görüşebilir.3 Neden dolayı velâyet-i Ahmediye (a.s.m.), Mirac gibi uzun bir seyahatin neticesinden sonra, her velînin kendi kalbinde muvaffak olduğu münâcâta muvaffak oluyor? Elcevap: Şu sırr-ı gàmızı iki temsille fehme takrib ediyoruz. On İkinci Sözün sırr-ı i'câz-ı Kur'ân ve sırr-ı Mirac hakkında olan şu iki temsili dinle: Birinci temsil: Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, sohbeti, görüşmesi vardır; iki tarzda hitabı, iltifatı vardır: Birisi, âmi bir raiyetiyle, cüz'î bir iş için, hususî bir hacete dair, has bir telefonla sohbet etmektir. Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvanıyla ve hilâfet-i kübrâ namıyla ve hâkimiyet-i âmme haysiyetiyle ve evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, o işlerle alâkadar bir elçisiyle veya o evâmirle münasebettar büyük bir memuruyla konuşmaktır, sohbet etmektir ve haşmetini izhar eden ulvî bir fermanla bir mükâlemedir. İşte, وَلِلّٰهِ الْمَثَلُ اْلاَعْلٰى 4 şu temsil gibi, şu kâinat Hâlıkının ve Mâlikü'l-Mülk ve'l-Melekûtun ve Hâkim-i Ezel ve Ebedin iki tarzda mükâlemesi, sohbeti,