The Muslim World

Dünyadan

Amerika’da yayınlanan "The Muslim World" (Müslüman Dünya) isimli derginin Temmuz-Ekim 1999 sayısı,özel sayı olarak ve "Said Nursi and the Turkish experience" (Said Nursi ve Türkiye’de yaşananlar) kapak konusuile çıkmış. Dergideki makaleler Bediüzzaman kimliğinin dünyaya açılımı ve farklı kültürlerce anlaşılması açısındanümit dolu gelişmelerin habercisi. Bu derginin çıktığı dönem de çok önemli. Yeni bin yılın başlangıcında,manevi değerlerin ön plana çıkacağının öngörüldüğü bir dönemin öncesinde böyle bir kapak konusu ve değişikkültürlerden yazarların Bediüzzaman’la ilgili enteresan değerlendirmeleri, "fecr-i sadık"ın, umutla geçirdiğimizgünlerin pek çok habercilerinden biri. Bu özel sayının editörlüğünü, misafir editör olarak Hakan Yavuz yürütmüş.

Hakan Yavuz’un makalesi "The Assasination of Collective Memory: The Case of Turkey" (Kollektif HafızanınKatledilmesi: Türkiye Vakası) isimli. Türk toplumunda İslam’ın rolünü, sosyal yapı içerisindeki etkilerini ve İslamicemaatlerin bu yapılanma içinde fonksiyonlarını inceliyor. Nurcu hareket olarak adlandırılan Risale-i Nur Külliyatıeksenli faaliyetlerin, toplumun genel yapısı üzerindeki etkilerini gündeme getiriyor. Bu etkilerin ortaya çıkışındadershanelerin rolü ele alınıyor. Türkiye’de İslami hareketin entelektüel kökenlerini araştırıyor. Kimlik arayışıiçinde olan pek çok sosyal hareketin, Türkiye’nin şu anki politik görünümünü etkileyen temel unsurlar olduğunuifade ediyor. Nurcu hareketin politikayı yönlendirmek için ortaya çıkan yeni fırsatları iyi değerlendirdiğini ifadeediyor. Dışlanmış sosyal grupların ortak sosyal alanda oluşturulmasına aktif katılımları halinde Kemalist sosyal mühendisliğinçürük artıklarından daha demokratik, daha insancıl bir Türkiye’nin yükseleceğini ifade ediyor.

Şükran Vahide "The Life and Times of Bediüzzaman Said Nursi" (Bediüzzaman Said Nursi’nin Hayatıve Önemli Dönemleri) isimli makalesinde kısa bir tarihçe özeti hazırlamış. Bu çalışma ile Risale-i Nur gibi birmeyve veren hayat hikayesini gözler önüne sermek arzusunda olduğunu ifade ediyor. Eski Said döneminde İslam dünyasıve Osmanlı İmparatorluğunu etkileyen hastalıkların teşhisi için büyük bir gayret sarf ettiğini ve "reçeteler"önerdiğini ifade ediyor. Yeni Said döneminde ise "tek rehber" olarak Kur’an’ı aldığını ve cemiyetin yaralarınaburadan çareler sunduğunu ifade ediyor.

John Obert Voll, "Renewal and Reformation in the Midtwentieth Century: Bediüzzaman Said Nursi andReligion in the 1950s" (Yirminci Asrın Ortalarında Yenilenme ve Reformlar: 1950’li Yıllarda Said Nursi ve Din)makalesi ile dünyada ve Türkiye’de bu dönemdeki önemli değişimleri kaleme alıyor. Bediüzzaman’ın yirminci yüzyılortalarında gözlenen uzun dönem değişimlerinde "modern"den "post-modern"e geçişin de yer aldığınıve bu kavramların henüz netleşmediğini ifade ediyor. "Modern Aydınlanmanın post-moderniteye alternatif olarak,teolojiye plüralist ve hermenütik yaklaşımla ortaya çıkışı ile yirminci asrın ortaları bir geçiş dönemi oldu.Bediüzzaman’ın ‘vasat’ olarak tarif ettiği yol pek çok önemli açıdan bu geçişin bir yansımasıydı" diyor.

Dale F. Eickelman "Qur’anic Commentary, Public Space and Religious Intellectuals in The Writings of SaidNursi" (Said Nursi’nin Eserlerinde Kur’an Tefsiri, Halkın İhtiyaçları ve Din Alimleri) başlıklı makalesinde:"Risale-i Nur gibi çalışmaların ve Suriye’li Muhammed Shahrur, İran’lı Abdulkerim Suruş gibi aykırı müfessirlerinve hatta Umman’lı gelenekçi müftü Ahmed bin Muhammed al-Halil gibi yazarların eserlerinin Müslümanların çoğunluğuteşkil ettiği İslam aleminde sosyal ve dini hayatın sınırlarını aşmakta katkıda bulunduğunu ifade ediyor. Klasikdini otorite kavramını zorlayarak insanları temel kaynakları kendilerinin anlaması, yorumlaması gerektiği noktasına götürüyorlar.Eğitim seviyesinin genel anlamda yükselmesi ile insanlar artık geleneksel İslam’ı sorgular hale geldiler öyle ki ‘İslamnedir?’, ‘Benim hayatımda önemi nedir?’ ve ‘İnancın temel prensipleri nelerdir?’ gibi soruların mantıklı cevaplarıaranmaya başlamıştır." diyor. Dale F.Eickelman’ın çok önemli bir tespiti de bu gelişme esnasında"demokratikleşme" sürecinin de başladığını ortaya koyması. Halkın hayata bakışında, dünyayı algılamasındaçok önemli değişiklikler olduğunu ifade ediyor. "Nur hareketinin yükselişi ile diyalog, sivil tartışma ve fikiralışverişi gibi kavramlar, İslam nosyonuna daha belirgin olarak giriyor." diyor. Risale-i Nur gibi eserlerle Kur’antefsiri ve dini otorite anlayışında köklü değişmeler olduğunu ortaya koyuyor. Derinliğinde modern bir eser olanRisale-i Nur’un belirgin politik ve ekonomik değişimlerde etkileri olduğunu ifade ediyor. Risale-i Nur ve benzerieserlerin dindar entelektüellerin ve dini hareketlerin toplum genelini etkileyecek önemli etkileri olabileceğine işaretettiğini ifade ediyor.

Yamina B. Mermer’in "The Hermeneutical Dimension of Science: A Critical Analysis Based on Said Nursi’sRisale-i Nur" (Bilimin tefsir boyutu: Said Nursi’nin Risale-i Nur’u Üzerinde Kritik Analizi) isimli makalesinde Bediüzzaman’ıneşyanın anlaşılmasında orijinal bir metodoloji geliştirdiğini ve "harfi" ve "ismi" kavramlarınıgündeme getirerek Kur’an’ın bakışın anlaşılır bir dille ifade ettiğini belirtiyor. Pozitif bilimlerin objektif olduğununtek delilinin, verilerin test edilebiliyor olmasına ve teknoloji şeklinde yaşantıya uzanan kısmının işliyor olmasınadayandırılmasını eleştiriyor. Sebepçiliğin (nedensellik) mana-i ismi ile bir yaklaşım olduğunu ifade ediyor.Tevhidin temel idrak şeklinin ise sebep sonuç arası ilişkilerin açılması, anlaşılması ile olabileceğinibelirtiyor.

"Ghurba as Paradigm For Muslim Life: A Risale-i Nur Worldview" (Müslüman’ın Yaşantısı İçinBir Paradigma Olarak Gurbet: Risale-i Nur’a Ait Bir Dünya Görüşü) isimli makalesinde Yuanne Yazbeck Haddad, dünyadakiteknolojik ve sosyal değişimlerle İslam alemi arasında ortaya çıkan farklılıklar, Batılılaşma ve Modernizm gibikavramları ele alıyor. Muhammed Abduh, Seyyid Kutup ve Bediüzzaman’ın bu noktadaki benzer ve farklı yaklaşımlarıortaya koyuyor.

"Nursi’s Place in Thelya Tradition" (İhya Geleneği’nde Nursi’nin Yeri) Oliver Leaman’a ait birmakale. Bediüzzaman’ın İhya geleneğini geliştirerek zamanın şartlarına uyumlu hale getirdiğini ifade ediyor.

Thomas Michel "Muslim-Cristian Dialogue and Cooperation in the Tought of Bediüzzaman Said Nursi"(Bediüzzaman Said Nursi’nin Düşüncelerinde Müslüman Hıristiyan diyalogu) isimli makalesinde bir Hıristiyan’ın bakışıaçısı ile Müslümanlar ve Hıristiyanlar arası diyalogu, insan sevgisini, barışı gündeme getiren Bediüzzaman’ınfikirlerine bütün dünyanın ihtiyacı olduğunu belirtiyor.