Tahavvülat-ı Zerrat Şerhi-10

"Tahavvülat-ı Zerrat’ın tarifine dair uzun cümlenin haşiyesidir"

Takip eden cümle, yaklaşık yarım paragraf uzunluğunda olup, zerrelerin tahavvülünü tarif etmektedir."Tahavvülat-ı zerrat" kavramına konulan haşiye ise yaklaşık bir sayfadır. Ancak bu kısım bir haşiyeolmaktan öte hayat, zaman, hareket gibi eşyayı idrak için anlaşılması gereken pek çok kavrama ışık tutan, başlıbaşına bir bölüm gibidir. Mikro alem ile makro alem, imkan ile vücub, melekut ile mülk arasındaki bağlantıların büyükoranda açıklığa kavuştuğu, varlığa ve hayata dair pek çok ipuçlarının sunulduğu bir bölümdür bu haşiye.Tahavvülat-ı Zerrat kavramı İmam-ı Mübin, Kitab-ı Mübin gibi Kur’anî kavramların üzerine oturtulmakta, Levh-iMahv, İspat Levh-i Mahfuz-u Azam gibi kevni sırlara, varlık aleminin inceliklerine dair kapılar aralanmaktadır.

Zerrelerin tahavvülü, bir halden diğer hale geçmeleri, büyük şevk ile titreşimleri, akıl almaz kaynaşmalarıaslında günlük hayatımızla; gözümüzle, kulağımızla, çevremizdeki eşyalarla, ağaçlar ve kuşlarla, cadde vesokaklarla, taşıma vasıtalarıyla, güneş, ay ve yıldızlar gibi aklımıza gelebilecek her türlü kavram ile alakalıdır.Bunu hepimiz biliyoruz, hemen hemen herkes kabul ediyor. Ancak bu alaka nerede başlayıp nerede bitiyor? Sayısız zerreninkaos/karmaşa gibi kavramlarla ifade edilen bu düzende galaksilerin işleyişi; güneşin doğuşu, nehirlerin akışı, çiçeklerinaçışı, hücrelerin akıl almaz işleyişi sonucu gibi gözüken bitki, hayvan ve insanların faaliyetleri nasıl oluyor?Zerreler bütün bu işleyişlerin neresinde? Kanunlar nasıl oluştu ya da oluşuyor?

Harici bir vücut, eşyanın sabitliği var mı? Yoksa her şey algılardan mı ibaret? Trilyonlarca zerre mivar, yoksa hızla hareket eden tek zerre çok sayıda mı algılanıyor? "Niçin, nasıl, nereye?" ve daha pek çoksoru… Anlamak, benliğimizi ve varlığı anlamlandırmak istiyoruz

Her şeyin ayan-beyan ortada olduğuna dair bir işlemin gerisinde; her şeyin sır olduğu bir düzen,istikrar içinde kararsızlık, düzen içinde kaos, deterministik özellikler arz eden işleyişlerle birlikle varlığı kuşatanbir indeterminizm… Bütün bunların ortasında sınırlılıkları, acizliği, fakirliği, güçsüzlüğü, dar bakışıile varlığı, hayatı, benliği, zamanı anlamaya çalışan insan… Üstelik gündelik yaşantının cazibelerine kendinikaptırabilecek özellikler taşıdığı için bütün bu soruları/sorunları unutabilecek bir varlık, insan. Bu da belkiyaraları olan bir insanın onları unutmaya çalışması misali çözüm değil, çözümsüzlüğün başlangıcı oluyor.Unutmak, örtmek, görmezlikten gelmek, düşünmemek neyi çözebilir!

Böyle bir noktada, İmam-ı Mübin, Kitab-ı Mübin gibi kavramların, dolayısı ile tahavvülat-ı zerratınidraki daha da önem kazanmaktadır. Deterministik yapısı ile algılanıp bütün değer yargıları ve kavramları bununüzerine oturtulan varlık, Quantum Mekaniği, Quantum Fiziği gibi kavramların hayatımıza girmesiyle farklı şekilde algılanırolmuştur. Artık kanunların hakimiyeti tezi iflas etmiş; insanın, eşyanın işleyiş kurallarını öğrendikten sonravarlığa tam anlamıyla hükmedebileceği hayalleri suya düşmüştür. Bu anlamda yeni fizik ve bilim, tahavvülat-ızerratın ifade ettiği gerçeklere iyice yakınlaşmıştır. Sanki İmam-ı Mübin, Kitab-ı Mübin gibi kavramlar kainatkitabında tefsir edilmektedir. Bütün bunlar önümüzdeki dönemde varlık anlayışında, hayata bakışta köklü değişikliklerinyaşanacağının işaretleri olarak algılanmalıdır. Yeni dönemde, kartezyenlik yani varlığı dar sınırlar içinde,lokal alanlarda, bütünle bağı kopuk tarzda anlamlandırmanın yerini her şeyi bütün içinde değerlendiren ve bütünüher şey ile anlamaya çalışan bütüncül ya da holistik bakış hakim olacağa benzemektedir. Artık hiç bir varlığa bütündenbağımsız olarak anlam verebilmek, dolayısı ile varlığı Yaratıcı’dan bağımsız olarak anlayabilmek mümkün değildir.

Bu anlamda imam-ı Mübin ve Kitab-ı Mübin kainat kitabının imlaları gibidir, gramer kuralları gibidir.Onların çözülmesi ile bu kitap anlam kazanır. Lehv-i Mahv, İspat, Lehv-i Mahfuz-u Azam ise bütünün, bütüncüllüğünen çarpıcı ifadeleri olmalıdır. Kudret-Kainat bağlantısının en can alıcı noktaları şeklinde düşünülmelidirler.Böyle sırların açıldığı bu haşiye, bu yönüyle gerçekten çok dikkate değer; varlık, insan, kainat muammalarınınçözümüne dair muhteşem ipuçlarının bulunduğu bir bölümdür. Tahavvülat-ı Zerrat, Otuzuncu Söz’ün, Risale-i NurKülliyatı’nın, Kur’an-ı Mu’cizü’l Beyan’ın ve kainat kitabının açılımı, bunlar ve içindekilerin anlaşılmasınadair bir anahtar gibidir. Zaman ve mekan, Newton’un mekanik kainat algıları, Einstein’ın izafiyet teorisi, Quantum Mekaniği’ninbelirsizlik ve akıl almaz ölçüleri ve fizikçilerin en büyük hayali "Her Şeyin Teorisi"ne dair ipuçları veönemli izahları olduğu bir bölümdür bu küçük haşiye. Aslında varlığın, zaman ve mekanın, belki de kainatın haşiyesidir.