Kanun-u Tahsin ve Cemal

Hayat güzeldir. Her anı güzelliklerle dolu, güzeli talep eden, güzeli arayan ve güzelliği netice verenbir zemindir. Baharda rengarenk dokumalarla süslenmiş binler çeşit çiçeklerin arz-ı endam edişi, tavus kuşunun kibirifade eder haliyle tüylerini sergileyişi, tüylerini temizlemek için yalanan kedi, kızının saçlarını tarayan anne,sanat galerisinde eserlerini sergileyen ressam, gece gökyüzüne atlas üzerindeki pırlantalar gibi dizilen yıldızlar vebunlara benzer sayısız oluş kesitleri, varlık alemindeki güzellik arayışının, güzele yönelişin işaretleridir.

Termodinamik kanunlarına göre her şeyde minimum enerji harcama durumuna ve maksimum düzensizliği birmeyil var. Ama bu kanun bütün haller ve her varlık için geçerli olsaydı kainatın her bir yanından milyarlarcamineralin bir araya getirilmesi ile çiçekler, böcekler, güzel kumaşlar misali, atlas ve kadife benzeri yapraklarınolmaması gerekirdi. Varlıklara kendi bakış aralığından görüldüğü kadarıyla izah getirmeye çalışan her şahısve kurum ya da bilim dalı gibi termodinamik de entropi adı ile ortaya koyduğu bu "maksimum düzensizlik ve minimumenerji" kanunuyla varlık alemindeki pek çok işleyişe izah getirememiştir. Entropinin aksine işleyen hallere"hayat, entropiye karşı koyma gücüdür" şeklinde bir izahta çıkış yolu bulunmuştur. Zıddıyla hayatıanlamaya çalışan bu yaklaşım da hayatın pek çok güzelliklerini ortaya koymaktadır. Değişim, bozulma ve dağılmayamaruz varlıklar aleminde baharı, gülüşleri, üstün sanat eserleri ile ifade edilen güzellikleri netice veren ve hayatıntezahürü bir güzel olma ve güzelleştirme meyli varlıkların genelinde her kesiminde ve kesitinde gözlenmektedir. Heranda, her yerde, her varlıkta bir hareket, başkalaşım, farklılaşım gözlenmektedir. Bir taraftan kayalar parçalanıptoprağı netice verirken, diğer taraftan toprak bütünleşip bitkileri netice verebilmektedir. Bitkiler ve bunların bütünleşmesininsonucu hayvanlar da biri diğerine yem olarak ve nihayetinde hepsi merkezde yer alan insana yönelmiş, onun etrafında bütünleşmişbir hal sergilemektedir. Bir taraftan yıkılıp dağılma şeklinde, diğer taraftan varlıkların genelini kuşatan hayattezahürü sonucu inşa ve güzelleştirme, güzelleşme şeklinde bir işleyiş sürüp gitmektedir.

İşte bütün bu döngülerin, başkalaşımların, farklı hallere girişlerin ve zerreler ordusunun haldenhale geçişinin gerisinde yüce bir gaye, latif bir sır, hakimâne bir maksat yatmaktadır. Esmanın güzelliğini ifadeetmek, zatında güzel olan esmayı eşya ile güzelleştirmek ve güzelleştirmek için güzelleşmek. Hüsna olan esmanıntahsini, yani eşya ile esmanın güzellenmesi eşyanın esmayı ifade etmesidir. Bu gerçekleşmişse güzelleme ve güzelleşmemaksadı da hasıl olmuş demektir. Çünkü, esma zaten ve zatında güzeldir. Yani, eşya esmaya dönüşürse güzelleşir.Yani, hakikatine dönüşür, aslını bulur.

Öyle ise bütün gelişip, iyileşme meyilleri, güzelleşme iştiyakı dayandığı ismin tecellisine yöneliktirve o isimler hesabına işler. Her şey Cenab-ı Hakkın bir isminin tecellisi, her şeyin hakikati bir isme bakıp ona ayineolmaktır. Her bir varlıkta bir isim ön plandadır ve diğer varlıklar onu çevreleyerek bir esma buketi oluşturur. Hervarlık her isme ayine iken, bir isme daha parlak mazhar olur ve diğer tüm isimler o esma etrafında halkalaşır. Her varlıkta,her esma buketinde yer alan Cemil ve Cemâl, kainattaki güzellik hakikatinin temeli ve dayanağıdır. Varlığın temelsaiki, özündeki potansiyel güzelliğin gözükmesi olduğuna göre, gözüken de güzel olmalıdır. Bu ise görenin güzelgörmesi ile mümkündür. Eşyada yansıyan esma ayinede manaya dönüşmekte, hakikatini bulmaktadır. Her varlıkta yansıyanesma buketlerinde yer alan bütün isimler birbirilerini etkilemekte, vahidiyet içinde ehadiyette adeta her isim bütünesmayı ifade etmekte ve bütün isimler sanki tek isimmiş gibi bir hal sergilemektedir. Bütün esmayı birleştirip enparlak tarzda yansıtan ise ism-i azamdır.

Cemil isminin merkezde olduğu esma buketini hayal ettiğimizde, bütün isimlerin Cemilleştiğini ve herisimde bu ismin tezahürünü görürüz. Ya rahim, Ya Hakim, Ya Celil… nidaları Ya Cemil’e dönüşür, tek bir sada olurgibi bir hal yaşanır. Bütün isimler güzelleşmiştir, güzellenmiştir, güzeldir. Varlıklar da hakikatleri itibariyleve asılları ile isimlere ayine olduğuna göre her varlığın aslı, özü, hakikati güzeldir, güzel olmalıdır. Herbir mevcutta gözlenen güzelleşme ve güzelleştirme meyli de kendi farkında olsun ya da olmasın, onda yansıyan ismin veo isimde mezcolmuş Cemil’in talebidir ve yansımasıdır. Bu anlamda varlık, şuurunda veya farkında olsa da olmasa dayansıttığı ismin talebi olan güzelliğe bir meyil içindedir.

Ayna karşısında saçlarını tarayanlar, çiçeklerin baharda rengarenk açılmaları, dünyanın pek çokyerinde cenneti andırır manzaralar, sanat eserleri, muhteşem binalar ve bütün bunları güzellik açısından inceleyenestetik ilmi ve bu türden sayısız olay, varlıklar aleminde güzelleşme ve güzelleştirme meylinin açık delilleridir.Bu durum aslında kainatın her anında her yerinde sürekli cereyan eden bir kanundur. Zerrelerin imkandan vücuda geçişinde,anlık kainat manzaralarının yenilenişinde, meyillerle bütünleşen bu manzaraların ard arda getirilip zamanla irtibatlı,hareketle ortaya çıkan hallerin işleyişinde bu kanun-u tahsin ve cemal işler.