Emniyet dairesindeki heyet-i zabıtaya bir maruzatımdır

Gayr-i Münteşir

Efendiler! Benim başıma evham yüzünden gelen hâdise ile heyet-i zabıta emniyet-i dâhiliye cihetiyle çokalâkadardır diye size de bir hakikati beyan edeceğim. Çünkü hem Kastamonu’da, hem Ankara’da, hem Isparta’da taharrimemurları ve komiserler bizim esrarımızı anlamak için çok temas ettiler. Kastamonu zabıtası bildi ki; biz zabıtavazifesine endişe vermek değil, belki yardım ediyoruz. Ve Isparta zabıtası dahi müteaddid temasında bizi ve Risâle-iNur’u ve şakirdleri asayiş ve inzibat cihetinde yardımcı ve dost görmeğe başladılar. Hatta en mahrem esrarımızıki, Isparta müddeiumumîsi dinlemesinde telaş ettiği halde, bilâ-tereddüd Isparta zabıtasına verecektim ve benimlegelecek sivil komiserler ile gönderecektim. Fakat beni kelepçelediler, onlar da gelmediler, ben de gönderemedim.

Evet, gerçi şahsım itibariyle ehemmiyetsizim ve kıymetim yok, fakat kırk senedir memleketin çokyerleriyle alâkadar olmuşum. O yerlerde ciddi dostlarım ve hakiki kardeşlerim ve Risâle-i Nur dersinde arkadaşlarımkesretle varlar. Eğer onların vaziyeti inzibat ve asayiş lehinde olmasa idi, elbette şimdiye kadar bir vukuatla görünecekti.Halbuki hem Eskişehir Mahkemesinde, hem bu defada vukua binaen değil, belki imkânata bina edilmiş. Yani yapmış diye ilişmiyorlar,belki yapabilir diye evham yüzünden ilişiyorlar. İşte buranın zabıtasına en mahrem esrarımı bilâ-perva içine alanmüdafaatımı isterlerse takdim edeceğim. Çünkü ekser vilayetlere Risâle-i Nur ve şakirdleri girmişler. HerhaldeDenizli’ye eğer girmemişse girecek. Öyle hasbî, fahrî bir tarzda fenalığı, ahlâksızlığı, anarşiliği, serseriliğiizaleye ciddi çalışan ve tesiratını Kastamonu’da ve Isparta havalisinde gösteren yılmaz, geri çekilmez bir inzibatkuvvetini buranın emniyet dairesi nazara alıp, asayiş lehinde istimal etmek varken; bu kuvvete endişeli ve müttehemnazarıyla baksa, birkaç cihette zarardır diye arz ediyorum.

Ben buranın adliyesine karşı, ehemmiyetsiz şahsım değil, belki memlekete zararsız bir surettemenfaatli ve kıymetli Risâle-i Nur ve şakirdlerini nazara alıp müdafaa ettiğim halde; ‘sen kendini müdafaa et’ diyebeni acib bir cani tarzında her şeyden ve konuşmaktan tecrid ve haps-i münferide ve sıhhatime ve ihtiyarlığıma tamdokunacak bir şekilde soktular. Sonra doktorları hastalığım haysiyetiyle istedim, onlara hitaben derdimi yazdım. Birkaçgün te’hirden sonra bir doktor geldi. Öyle bir acele ile baktı ki, güya müttehem ve vatana muzır bir şahsiyetin sıhhatine ehemmiyeti var diye manasını fehmettim. Daha onlara hitaben yazdığım istirhamnameyi vermedim. Şimdi en son size de müracaatediyorum. Bu gurbette hiç dost bulmayan ve herkes ona müttehem nazarıyla bakan bir adamın derdini de dinlemek gerektir.Bir vazife ile bir sivil polis gönderebilirsiniz, tâ ki hakikat-ı hali anlasın, size haber versin. Ve Isparta ve Denizliadliyelerine karşı müdafaatımın suretini size getirsin ve zabıta ile Risâle-i Nur şakirdlerinin ortasında anlaşmamazlıkgirmesin.