Kastamonu Lahikası

Kastamonu Lahikası, 38. Mektup, 82. sayfadasınız.

- 38 -
بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ مَۤا اَرْسَلْتُمْ لَنَا *
3
Aziz kardeşlerim,
Âhirzamana işaret eden hadîsin âhirinde:
مَثَلاً كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَة 4 âyetine dâir iki dakika içinde ve hadisin işaretini tashih ânında, âni olarak mücmelen hatıra gelen işaret-i gaybiyenin gayet acelelikle tevafuk-u cifrîsinde, zararsız bir küçük sehiv vuku bulmuştu. O vakitten beri daha ona dikkat etmemiştim.
Bu defa, cidden ve hakikaten Mübarekler Heyetinin cem' ve telif ettikleri Lâhika Risalesinin o âyete dair fıkranın kitabetinde bir kasdî sehiv gördüm. O ihtardârâne kasdî sehiv, benim kusurkârâne sehvimi bildirdi. O çok müdakkik ve çok Mübarekler Heyetine beni çok minnettar ve mesrur eyledi. Şöyle ki:
كَلِمَةً طَيِّبَةً 5makamı, bin iki (1002) diye sehven yazılmıştı. ط sayılmamış; doğrusu bin on birdir (1011). Risaleti'n-Nur'un makamına on üç farkla tevafuk etmekle beraber, izafeden tavsife geçse رِسَالَةٌ نُورِيَّةٌ 6 olur. Bir ى ve ilâve olur ve şedde gider, bir ن noksan olur. Fakat طَيِّبَةً 7 deki tenvin, bir derece vakf

- 38 - بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ 1* وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ * 2 اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفَاتِ مَۤا اَرْسَلْتُمْ لَنَا * 3 Aziz kardeşlerim, Âhirzamana işaret eden hadîsin âhirinde: مَثَلاً كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَة 4 âyetine dâir iki dakika içinde ve hadisin işaretini tashih ânında, âni olarak mücmelen hatıra gelen işaret-i gaybiyenin gayet acelelikle tevafuk-u cifrîsinde, zararsız bir küçük sehiv vuku bulmuştu. O vakitten beri daha ona dikkat etmemiştim. Bu defa, cidden ve hakikaten Mübarekler Heyetinin cem' ve telif ettikleri Lâhika Risalesinin o âyete dair fıkranın kitabetinde bir kasdî sehiv gördüm. O ihtardârâne kasdî sehiv, benim kusurkârâne sehvimi bildirdi. O çok müdakkik ve çok Mübarekler Heyetine beni çok minnettar ve mesrur eyledi. Şöyle ki: كَلِمَةً طَيِّبَةً 5makamı, bin iki (1002) diye sehven yazılmıştı. ط sayılmamış; doğrusu bin on birdir (1011). Risaleti'n-Nur'un makamına on üç farkla tevafuk etmekle beraber, izafeden tavsife geçse رِسَالَةٌ نُورِيَّةٌ 6 olur. Bir ى ve ﻫ ilâve olur ve şedde gider, bir ن noksan olur. Fakat طَيِّبَةً 7 deki tenvin, bir derece vakf