Muhakemat, Sekizinci Mukaddeme, 50. sayfadasınız.

arayanlar, safsata ederek asıl tevhid-i mahz ve itikad-ı kâmil ve akl-ı selim kabul ettiği akide-i hak ile mücehhez ve seyf-i burhan ile mütekallid olanlarla mübareze ve muharebe ederse, nasıl birden mağlûp ve münhezim oluyor!
Kur'ân'ın üslûb-u hakîmânesine yemin ederim ki: Nasârâyı ve emsalini havalandırarak dalâlet derelerine atan, yalnız aklı azl ve burhanı tard ve ruhbanı taklit etmektir. Hem de İslâmiyeti daima tecellî ve inbisat-ı efkâr nisbetinde hakaiki inkişaf ettiren, yalnız İslâmiyetin hakikat üzerinde olan teessüs ve burhanla takallüdü ve akılla meşvereti ve taht-ı hakikat üstünde bulunması ve ezelden ebede müteselsil olan hikmetin desâtirine mutabakat ve muhâkâtıdır. Acaba görülmüyor: Âyâtın ekser fevatîh ve havâtîminde nev-i beşeri vicdana havale ve aklın istişaresine hamlettiriyor. Diyor: 1 اَفَلاَ يَنْظُرُونَ ve 2 فَنْظُرُوا ve
* اَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ 3 ve اَفَلاَ تَتَذَكَّرُونَ 4 ve تَتَفَكَّرُوا 5 ve مَا يَشْعُرُونَ 6 ve
* يَعْقِلُونَ 7 ve لاَ يَعْقِلُونَ 8 ve يَعْلَمُونَ 9 ve فَاعْتَبِرُوا يَا اُولِى اْلاَبْصَارِ 10

arayanlar, safsata ederek asıl tevhid-i mahz ve itikad-ı kâmil ve akl-ı selim kabul ettiği akide-i hak ile mücehhez ve seyf-i burhan ile mütekallid olanlarla mübareze ve muharebe ederse, nasıl birden mağlûp ve münhezim oluyor! Kur'ân'ın üslûb-u hakîmânesine yemin ederim ki: Nasârâyı ve emsalini havalandırarak dalâlet derelerine atan, yalnız aklı azl ve burhanı tard ve ruhbanı taklit etmektir. Hem de İslâmiyeti daima tecellî ve inbisat-ı efkâr nisbetinde hakaiki inkişaf ettiren, yalnız İslâmiyetin hakikat üzerinde olan teessüs ve burhanla takallüdü ve akılla meşvereti ve taht-ı hakikat üstünde bulunması ve ezelden ebede müteselsil olan hikmetin desâtirine mutabakat ve muhâkâtıdır. Acaba görülmüyor: Âyâtın ekser fevatîh ve havâtîminde nev-i beşeri vicdana havale ve aklın istişaresine hamlettiriyor. Diyor: 1 اَفَلاَ يَنْظُرُونَ ve 2 فَنْظُرُوا ve * اَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ 3 ve اَفَلاَ تَتَذَكَّرُونَ 4 ve تَتَفَكَّرُوا 5 ve مَا يَشْعُرُونَ 6 ve * يَعْقِلُونَ 7 ve لاَ يَعْقِلُونَ 8 ve يَعْلَمُونَ 9 ve فَاعْتَبِرُوا يَا اُولِى اْلاَبْصَارِ 10