III. Masa “Cemaatler ve Ehl-i Sünnet vel-Cemaat Geleneği”


Katılımcılar

Doç. Dr. Atilla YARGICI (Moderatör)
Prof. Dr. İshak ÖZGEL (Sekreter)
Prof. Dr. Mahmut KAPLAN
Prof. Dr. Mustafa EKİNCİ
Prof. Dr. İbrahim ÖZDEMİR
Doç. Dr. Recep ARDOĞAN
Semih SULUBULUT

Masa Bildirisi

  1. Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Kur’an ve sünneti esas alan; Resulullah ve Ashabının dini anlama, açıklama ve yaşama biçimi ile bu yöntemden ayrılmayan anlayışlar bütünüdür.
  2. Bediüzzaman Said Nursi eserlerinde mesleğinin “Selef-i Salihin”i, Sevad-ı Azamı (Ehl-i Sünnet itikadını benimseyen İslam alimlerini) takip ettiğini ifade etmiştir.
  3. Bediüzzaman, Ehl-i Sünnet prensipleri içerisinde kalmış; özellikle inançla ilgili meseleleri çağa uygun bir üslup ile sunmuştur.
  4. İttihad-i İslam’ı önceleyerek ayrıştırıcı, dışlayıcı ve ötekileştirici bir dil kullanmaktan kaçınmıştır.
  5. Said Nursi, Kur’an ve hadislerin “vasat ümmet” ölçüsüne uyarak eserlerinde insanın hayat alanında olduğu gibi, hem inanç ve davranış hem de siyasi tavır bakımından ölçülü, dengeli ve orta yol üzere olmasının yollarını öğretmiştir.
  6. Said Nursi, bütün Müslümanları kucaklayan bir tutum sergilemiştir.
  7. Dünden bugüne İslam, Kur’an ve sünnete yöneltilen haksız ve temelsiz eleştirilere ikna edici bir üslupla cevap vermiştir.
  8. İslam medeniyetinin inşasında önemli rol oynayan tasavvuf ve tarikatlara yapılan yersiz tenkitleri çürüterek ehl-i medrese gibi ehl-i tarikin de insanların imanını kurtarma, Sünnet-i Seniyyeyi yaşanır kılma vazifesinde kendi birikimleriyle Risale-i Nur’a destek olmalarını arzu etmiştir.
  9. Said Nursi, umuma ait olan İslamî kavramların bazı kişi ve topluluklarca inhisar altına alınmasına ya da yanlış şekillerde kullanılmasına karşı çıkmış ve gerekli uyarılarda bulunmuştur. Bu bağlamda “İttihad-ı Muhammedî” kavramının bir cemiyet ismi olarak kullanılmasını doğru bulmamış, bütün Müslümanları kapsayacak bir muhtevada kullanılması gerektiğini vurgulamıştır.
  10. Bediüzzaman, İslam’a hizmet eden grupların maksat ve esasatta ittifak etmeleri şartıyla yöntemlerde ihtilaf etmelerini normal karşılamıştır.
  11. İslamî meselelerin bilimsel bir zeminde uygun bir üslup ile tartışılması Müslümanların birliği ve toplumsal barış açısından son derece önemlidir.
  12. İslamî cemaat, tarikat ve farklı anlayışlara yönelik tenkitlerde husumete yol açıcı bir dilden ve bilimsel temelden yoksun değerlendirmelerden kaçınılmalıdır.
  13. Risale-i Nur’a yönelik eleştirilere cevap verirken de Said Nursi’nin müsbet hareket metoduna uygun davranılmalıdır. Bilimsel eleştiri usullerine aykırı olarak yapılan tartışmalar maksatların anlaşılmasını engellemektedir.
  14. Bu sebeplerle her türlü ön yargı ve tarafgirlik bir tarafa bırakılarak hakikati araştırma ruhu esas alınmalıdır.
  15. Duyumlara veya bireysel uygulamalara bakılarak düşünceleri yargılamak yerine, Müslümanların (Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat dairesi içinde olmak şartıyla) kimden ve nereden olursa olsun istifadelerine taraftar olunmalıdır.