V. Masa “Toplum, Devlet ve Milliyet”


Toplum, Devlet ve Milliyet

Prof. Dr. Ahmet Battal (Oturum Başkanı)
Yrd. Doç. Dr. Abdulnasır Yiner (Sekreter)
Prof. Dr. Sacit Adalı
Prof. Dr. Doğu Ergil
Doç. Dr. Ensar Nişancı
Doç. Dr. İshak Torun
Yrd. Doç. Dr. Vahap Coşkun
Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay
Yrd. Doç. Dr. Faruk Soylu
Yrd. Doç. Dr. Zübeyir Akçe
Kâzım Güleçyüz
Hasan Yükselten
Ekrem Akman

  1. Farklılıklarımız imtihanımızdır. İmtihanı kazanabilirsek ve farklılıklarımıza tahammül edebilirsek farklılıklarımız zenginliğimiz olur. Sosyal hayat; dil, din, mezhep ve benzeri alanlardaki farklılıklardan oluşur. Yönetenlerin asıl görevi ve yönetme sanatı ise bu “farklılıkları yönetmek”tir.
  2. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “milliyeti mabud ittihaz edenler”, önce “millî devlet”i kutsamışlar ve iktidar gücünü gasbederek kullanan kişileri kutsallaştırmışlardır.
  3. Millet ve milliyet ile ilgili kavramların yeniden tarif edilmesi kaçınılmazdır. Bu konuda en başarılı isim ise Bediüzzaman’dır.
  4. Müsbet milliyet fikrinin altı çizilmeli, menfi milliyetçilikler ise toplumsal ve siyasî hayattan sökülüp atılmalıdır. “Vatanını, milletini, bayrağını … sevmek” gibi ortak değerlere dayanan milliyet fikri, adına milliyetçilik de denilse bizatihi kötü değildir.
  5. Fert planında nefis terbiyesi, sosyal alanda kültürel çerçeve ve devlet idaresinde de “ortak akıl” ile çerçevelenmezse menfi milliyetçiliğe dönüşme riski yüksektir.
  6. Müsbet milliyet fikri “kapsayıcı millet tasavvuru”na dayanır; demokratiktir, çoğulcudur, ötekileştirmez. Toplumsal birlik bağlarını vurgulayarak güçlendirmeye yönelir.
  7. Menfi milliyetçilik, kişilere kendisini beğenmişlik duygusu aşılar. Bu fikirle bütünleşen toplumlara, başka toplumları ve kimlikleri sürekli ve “varlığı gereği” düşman olarak gösterir. Bu ideolojiye sahip devletlere ise kendi ülkesindeki alt kültürleri red ve inkar ettirir. Menfi milliyetçilik anlayışları “dışlayıcı millet tasavvurları”na dayanır. Nitekim 1923’den sonra olduğu gibi “büyük millet” tarifi “Türk milleti” ya da “Atatürk milliyetçiliği gibi” kavramlar üzerinden şekillendirilmeye çalışılarak daraltılmış ve küçültülmüştür. Menfi milliyetçilik temeline dayanan ulus devlet vatandaşlarının beynini bölmek ister. Görünüşte birleşme-bütünleşmeden hareket eder, ancak gerçekte ayrışmaya yol açar. Bu sebeple ulus devlet şizofren bir devlettir.
  8. Modern toplumda toplumun farklı unsurlarını bir arada tutacak ortak değer birlikte yaşama iradesidir. Bu irade insanın ortak hayattan memnun olması ile tezahür eder. Bu sebeple bir toplumsal sözleşme olan Anayasa birlikte yaşama iradesini güçlendirecek bir anlayışla yeniden yazılmalı ve bütün ideolojilerden arındırılmalıdır. Bu kapsamda Türkiye gibi bir ülke için en dışlayıcı ideoloji olan “Atatürk milliyetçiliği” de Anayasadan çıkarılmalıdır.
  9. Anayasa, etnik kimlikleri yüceltmemeli ya da yok saymamalı, etnik kimliğine ve diğer aidiyetlerine bakmaksızın “ortak kültür ve ortak tarih temelinde birlikte yaşama iradesi” ile hareket eden herkesi vatandaş olarak kabul etmelidir.
  10. Modern İslâm toplumlarında İslâm dini, toplumu bir arada tutacak ortak değerlerin başında gelir. Zira İslâm evrenseldir. Nitekim Bediüzzaman “İslâmiyet milleti her şeye kâfidir. Din, dil bir ise millet de birdir. Din bir ise yine millet birdir” demektedir. İslâmiyet milliyeti aidiyetleri ve grup kimliğini yok saymaz, menfi olarak kullanılmasını yasaklar; toplumsal gurura kapı açmaz. “Milletimiz İslâmiyettir” ama bir Müslüman “din milliyetçisi” de değildir.
  11. Ulus devlet yaklaşımı kavimlere ve hatta kabilelere uluslaşma ve dolayısıyla devletleşme hakkı vermeyi gerektirir. Oysa İslâm dünyasının ihtiyacı, eyalet, federasyon ya da bağımsız devletler yoluyla İslâm coğrafyasına yeni sınırlar koymak değildir. Aksine, var olan zihnî ve siyasî sınırları kaldırmak ve İttihad-ı İslâm’a ulaşmak hedef olmalıdır. Bu ittihad, birlik bağlarının en güçlüsü ve en faydalısıdır. (*)
    Neden, dünya herkese ittihat ve terakki dünyası olsun da Müslümanlara ihtilâf ve tedenni dünyası olsun!

* Not: “5. Masa’nın katılımcılarından Prof. Dr. Doğu Ergil, bu maddeye muhalefet ederek söz konusu 12. maddede deklare edilen hususlara katılmadığını bildirmiş, bunun ilân edilmesini talep etmiştir.”