III. Masa “Sosyal Bağlar, Barış, Kardeşlik ve Medeniyet”


Sosyal Bağlar, Barış, Kardeşlik ve Medeniyet

Prof. Dr. Ali BAKKAL
Prof. Dr. Aliye MATARACI
Prof. Dr. Bünyamin DURAN
Prof. Dr. Ejder OKUMUŞ
Prof. Dr. İdris ŞENGÜL
Prof. Dr. Metin BOŞNAK
Doç. Dr. Kadir CANATAN
Doç. Dr. Nevzat BAYHAN
Doç. Dr. Veli SIRIM
Dr. Ömer ERGÜN
M. Ali ERGENEKON

1- İslâm Medeniyetine göre İslamiyet, İnsaniyet-i Kübrâ’dır. “İnsaniyet kardeşliğini” öngörür. Bütün insanlar Hz. Adem’in çocuklarıdır. İnsan olmak bakımından herkes aynı değere sahiptir.

2- İslâm, sadece Müslümanların değil bütün insanlığın saadet ve huzurunu temin etmeyi gaye edinmiştir. Değerli bir varlık olarak her insan “Sulh-u Umumî”yi gerçekleştirmekle mükelleftir.

3- Bütün insanlığın saadet ve huzurunu sağlamaya yönelik olarak İslâmiyet, insan haklarına riayeti esas alır. Bu sebeple herkes can ve mal güvenliği, inanç ve düşünce özgürlüğü vb. hak ve hürriyetlere sahiptir.

4- Bediüzzaman’a göre medeniyet, çok kültürlü ve çok dinli bir toplumun barış ve güven içinde yaşayabileceğini öngörür. “Kur’ân Medeniyeti” olarak ifade ettiği bu medeniyetin kaynağı sevgidir. Sevgi, merhamet, şefkat ve adaletten uzak bir kültür insanî bir medeniyet oluşturamaz.

5- Bediüzzaman’a göre sosyal bağların güçlendirilmesi, toplumsal huzurun temini için dinî kuralların “Tevâzün” (denge) anlayışıyla yorumlanması ve uygulanması gerekir. Tevâzün, toplumsal zaruretleri dikkate almayı gerektiren bir yaklaşım tarzı olup, bu anlayışa göre gereği halinde gayr-i müslimler, valilik ve kaymakamlık gibi üst düzey idarî makamlara getirilebilirler.

6- Bediüzzaman’a göre:
Müslümanlar arasında muhabbet, ittifak, ittihad;
Ümmet, millet, cemaat ve sivil topluma aidiyet hissi;
Millet, sınıf, etnik yapı ve mezhepler arası dostluk ve dayanışma;
İnsanlar arasında güçlü ve sarsılmaz iletişim ve irtibat;
İnsanlık için hikmetli bilgi, meşrûiyet, hürriyet ve adalet Kur’an Medeniyeti’nin vazgeçilmez unsurlarındandır.

7- İslam toplumunun en büyük üç düşmanını; cehalet, zaruret (fakirlik) ve ihtilaf olarak tesbit eden Bediüzzaman, bu üç düşmana karşı marifet (bilgi), zenaat ve ittifak silâhıyla karşı konulmasını önerir. Bunu Bitlis, Van ve Diyarbakır’da kurmayı planladığı “Medresetü’z-Zehrâ” projesiyle gerçekleştirmek ister.

8- “Said Nursî’nin Medeniyet Anlayışı” konulu Kongre’nin çok kültürlü, çok dinli ve farklı etnik yapılardan oluşan bölgelerde; barış içinde yaşamamanın insanlığa ne ağır bedeller ödettiğini yakın bir geçmişte yaşamış ve hâlâ üzerinde bu acının derin izlerini taşıyan Saraybosna’da gerçekleştiriliyor olması, Bediüzzaman’ın barış ve kardeşliğe yaptığı vurgunun ne kadar yerinde olduğunu anlamamız açısından çok manidardır.