III. Masa “Kürt Meselesi ve Münazarat” Erkekler Grubu


Nurullah SERBEST
Mesut UFUK
Hasan SARIGEÇTİ
Osman KURUN
Seyfettin AŞKIN
Tahir ARSLANOĞLU
Selçuk AYDIN
Muhammed SONER
Kadir YAVUZ
Caner ÖZGÜN

1- Kürt Meselesinin çözümü yolunda, resmî dil olan Türkçe’nin yanında bölgesel diller de kabul edilmeli ve bu diller devlet kurumlarında kullanılmalıdır. Devlet, memurlarını seçerken bölgesel dili bilenlere öncelik tanımalıdır. Meslekî terminolojiyi öğrenmek isteyenlere kurslar açılmalı ve teşvikler sunulmalıdır.

2- Milliyet kavramı tanımlanırken belirli bir etnik unsura dayanmayan ortak tarih, kültür ve değerler göz önünde bulundurulmalıdır.

3- Kürt meselesine ve ülkenin diğer problemlerine Risale-i Nur ekseninde çözümler üretebilecek üst bir komisyon oluşturulmalıdır.

4- Bölgelerin beklentilerini karşılayan çoğulcu bir anayasa hazırlanmalı ve bu anayasa etnik unsuru temel almak yerine insan odaklı olmalıdır.

5- Eğitim, belli bir ideoloji aşılamak yerine ilim öğretme amacı taşımalıdır. Yakın tarihimiz objektif olarak tekrar araştırılmalıdır. İhtilâfa sebep olabilecek bölümler ders kitaplarından çıkarılmalıdır. Ders kitapları buna göre yeniden düzenlenmelidir.

6- Ön yargı problemini ortadan kaldıracak ve menfî propagandaların önünü kesecek sağlam iletişim kanalları açılmalıdır. Türk-Kürt kardeşliği vurgulanmalıdır. Bu bağlamda medyaya büyük sorumluluklar düşmektedir.

7- Bediüzzaman Said Nursî’nin maişet için tarik-ı tabiî diyerek belirttiği sanat, ziraat ve ticaret bölgede yapılacak reformlarla tekrar canlandırılmalıdır.

8- Devlet, yerleşim yerlerinin eski isimlerini tekrar resmiyete kavuşturmalıdır. Geçmişte devletin yanlış politikaları sonucu mağdur olan Kürt vatandaşlarımızın maddî ve manevî zararları karşılanmalıdır. Kürtlerin kültürel değerleri öne çıkarılmalıdır. Böylelikle Kürt kardeşlerimize iade-i itibar sağlanmış olacaktır.

9- Dahilde kullanılan silâhlar çözüm sürecinin aksine problemleri daha da içinden çıkılmaz hale getirmiştir. ‘‘Şimdi galebe kılıç ile değildir. Kılıç olmalı lâkin aklın elinde’’ hakikatine binaen meseleyi çözecek akla uygun kararlar alınmalıdır.

10- İki milleti birbirine bağlayan rabıtaların başında İslâmiyet gelmektedir. El ele verip en büyük farz vazifemiz olan İttihad-ı İslâm için çalışılmalıdır.

11- ‘‘Meşrûtiyet, hakimiyet-i millettir’’ kaidesi hükmünce bütün vatandaşların sesini duyurabilmesi ancak demokrasiyle mümkündür. Bundan ötürü gerçek demokrasi ortamının sağlanması gerekir. Kavramlar sembol olarak kalmamalı, içeriği doldurulmalıdır. Gerçek millet hakimiyeti böyle sağlanır.

12- Bölgenin karakterine uygun iki milleti birleştirici unsurlar çerçevesinde fen ve din ilimlerini meczeden eğitim kurumları açılmalıdır. Bu eğitim kurumlarının kriterleri Said Nursî’nin Medresetüzzehra projesindeki şartlarına göre düzenlenmelidir.