I. Masa “Meşrutiyet ve Münazarat” Erkekler Grubu


Hasan Koç
Abdülkadir Bayraklılar
Mustafa Atken
Baysal Can Ogül
Mehmet Kaya
Mustafa Bulut
Mustafa Öksüz
Şaban Çıtık
Özgür Yıldırım

1- Meşrûtiyet bir emniyet ve güven yönetimidir. Herkesin her türlü hukukundan emin olduğu bu yönetim, o devleti ömr-ü ebedîye mazhar eder. Demokraside hürriyetperverlik esastır. Demokrasi, insanın seçme iradesini hür kılar ve o iradeyi istibdadın baskısından kurtarır.

2- Demokrasinin yolu marifet ve faziletle örülmeli ve önündeki üç büyük engel olan vahşet, cehalet, husûmet ortadan kaldırılmalıdır. Demokrasinin belirgin özelliği efkâr-ı âmmenin fikirlerinin ve kararlarının geçerli olmasıdır. Tek kişinin kararlarının geçerli olduğu bir sistemin adı demokrasi olsa da manası istibdattır.

3- Demokrasi İslâmiyet’tendir ve İslâmiyet’in öngördüğü bir yönetim ve idare sistemidir. İslâmiyet’i demokrasi kuvvetiyle i’lâ etmek [yüceltmek], demokrasiyi de İslâmiyet kuvvetiyle ibka etmek [bakileştirmek] gereklidir.

4- Demokrasi hürriyet-i şer’iye ve meşverete dayanmalı; milletin hâkimiyeti esas olmalıdır. Her bir vatandaş, idare üzerinde denetleyici ve kontrol edicidir. Kanun hakimiyetine dayanan demokrasi her türlü suistimalâtın yollarını kesecek gücü de elinde tutar.

5- Hukukun üstünlüğü kavramını Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Kur’ân’ın ışığında yeniden temellendirmiştir. Bediüzzaman Said Nursî, demokrasinin sırrını; “kuvvet kanundadır şahıs hiçtir”, istibdadın özelliğini ise “kuvvet şahısta olur, kanunu kendi keyfine tâbî edebilir” diyerek ortaya koymuştur.

6- Meşrûtiyette hükümet hastalığı doğru teşhis ederek, doğru tedaviyi uygulayan hekim gibidir. Demokrasiyi özümseyen hükümetler sayesinde ‘vatan hastanesi’nde biçare halklar helâk olmaktan kurtulurlar.

7- Demokrasinin kuvveti; hak, akıl, marifet, kanun ve efkâr-ı âmmedir. Demokrasi akla istinat etmeli, istibdat yerine muhabbeti esas alıp vatandaşın hissiyatına tabi olmalıdır.

8- Mebus hürdür, hiçbir tesir altında olmamayı gerektirir. Mebusun farklı tesir altında hareket etmesi halkın beklentilerinden uzaklaşmasına sebep olacaktır. Bu yüzden mebus tamamen kendisini seçen halka tâbi olmalı, ”Halkın efendisi ona hizmet edendir” hadis-i şerifini her bir mebus kendisine düstur edinmelidir.

9- Bediüzzaman Said Nursî’nin Medresetüzzehra üniversitesi bir demokrasi üniversitesidir. Zira Medresetüzzehra’nın kuruluş amaçlarından biri de Meşrûtiyet ve hürriyetin mehasinini göstermektir.

10- Gerçek bir demokrasi vesilesiyle müsbet milliyet duyguları uyanacak, İslâmiyet daha rahat yaşanacağı için ihtizaza gelecektir. Her bir Müslim gayesini anlayacak, yalnız olmadığının farkına varacak, bütün âlem-i İslâm’la olan alakasını tekrar hatıra getirecektir. Bu sayede ittihad-ı İslâm gerçekleşecektir.

11- Demokrasi herkesin hukukunun korunduğu ve meşrû hareketinde herkesin serbestliğinin sağlandığı bir sistemin adıdır. Hakikî bir demokrasi hiçbir şekilde istibdadı bünyesinde barındırmaz.

12- Hakikî İsevîlik dininin bir tezahürü olarak gördüğümüz Avrupa Birliği demokratikleşme açısından önemli bir hedeftir. Bu hedef ciddiye alınarak Avrupa Birliği yolunda hızla ilerlenmelidir.

13- Demokraside eşitlik fazilet ve şerefte değil, hukuktadır. “Karıncaya dahi ayak basmayınız” diyen ve elbette insanların hukuklarını da ihmal etmeyen dinimiz çağdaş demokrasiler için yol göstericidir.