V. Masa “Farklılıklar ve Kimlik Masası” Hanımlar Grubu

MERVE YALÇIN
ELİF ULUSOY
BÜŞRA KIRMIZI
ŞİFA BOZKURT
CANSU DALKIRAN
ECE ÇELEN
BÜŞRA YALÇIN
BÜŞRANUR ŞEKER
SAMİYE DİK
BÜŞRANUR ÖNAL

  • Kimlik, insanın sosyalleşme sürecinin bir ürünüdür, insanların içinde yaşadıkları toplumun sosyal yaşantılarından hareketle, zihinlerde ve iç dünyalarında inşa ettikleri bir temsildir. Milli kimlik ise bilinen yaygın kimlik tipinden ayrı olup insanları farklılıklarına rağmen bir arada tutan bir dayanışma kaynağıdır. Farklılaşma da aslında bir tür kimlik oluşturmadır.
  • Hiç kimse kendi isteğiyle şu anda mensub olduğu milletin ferdi olarak dünyaya gelmediğini aklından çıkarmamalı ve Yaratıcının takdiri olan kimliklerini kendi tercihleri zannedderek gaflete düşüp övünmemelidir. Dolayısıyla milliyetçilik fikrinin İslam kardeşliğinin önüne geçmesine engel olmalı ve İslam kardeşliğinde uhuvveti baki kılmalıdır.
  • Günümüz medeniyeti dini değerleri gizliden gizliye unutturmuş ve adeta kendi değerler sistemini oluşturmuştur. Bediüzzaman’a göre bu tehlikeye karşı mutlak çözüm sıkı sıkı imana sarılmakla beraber medeniyetin getirdiği sefahatle gelen elemlerin iyice idrak edilmesi gerekir. Günümüz medeniyetinin doğurduğu kimlik bulanımlarından iman nuruyla kurtulmak mümkündür.
  • Kalabalıklar arttıkça, onların içerisinde kaybolma endişesi duyan birey; gruplar ve cemaatler içerisinde kendisini bulmaya çalışmaktadır. Cemaatteki “biz” şuuru insanın yalnızlığa, önemsizliğe ve belirsizliğe itilmesini önlemektedir.
  • Küreselleşme bireylerin kimliklerini kaybetmelerine ve insanların tek tipleştirmeye çalışarak milli kimliği zaafiyete uğratmaya çalışmaktadır. Bediüzzaman’nın Risale-i Nur’larda belirttiği gibi doğru yol farklılıkları buluşturmak ve ayrılıkları ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu bağlamda hakiki insaniyetin bir değer olarak ortaya konması ve insanlığın bu noktada birleşmesi dünya için tek çıkış yolu olarak gözükmektedir.
  • Küreselleşmeden doğan kapitalizm fikri ise menfi haller olan faiz, hırs, israf ve sınıf farklılıklarını ortaya çıkarmıştır. Said Nursi’ye göre kapitalizm illetinden kurtulmanın yegane yolu Kur’an-ı Kerim’in kanun-u esası olan vücub-i zekat ve hürmet-i ribaya itaat etmektir.
  • Bediüzzaman, en büyük düşmanlardan biri olarak “cehalet”i görmüş ve ayrıca tek taraflı uygulanan bir eğitim sisteminin uygulanmasıyla ortaya çıkan tahribata karşı fen ve din ilimlerinin birlikte okutulduğu “Medresetüzzehra” ismiyle bir eğitim modeli geliştirmiştir.
  • Kültür millî, medeniyet ise milletler arası değerleri ifade ederken; kültür “yalnız bir milletin dinî, ahlâkî, hukûkî, aklî, estetik, lisânî, iktisâdî ve fennî hayatlarının âhenkli bütünü tarif eder. Ayrıca kültür insanın deruni, manevi ve içsel olgunlaşmasını ifade ederken medeniyet ise maddi, cismani ve dışsal gelişmesini dile getirir.
  • Risale-i Nur sadece Müslümanlara değil, tüm insanlığa hitap etmekte ve asrımızın manevi hastalıklarına deva olabilmektedir. Bediüzzaman ile ilgili çeşitli sempozyum, seminer ve konferanslara katılan ve Risale-i Nur’a sahip çıkan diğer dinlere mensup bilim ve din insanlarının çalışmaları ve tebliğleri bunu doğrulamaktadır.