Sayısız Bilinmeyenli, Sonsuzuncu Dereceden Bir Denklem

Genellikle sabit bir yapı içerisinde belirli miktarda sıvıların dolaştığı bir beden algımız vardır.Yani çelikten bir yapı misali vücudumuzun içinde yaklaşık 5 litre kan ve belirli bir miktar lenf sıvısının sürekliiçinde dolaştığı katı, değişmez bir yapı gibi gözükür. Oysa bu sabit ve kararlı görüntüsünün gerisinde süreklive pek çok yönlerden bir değişim ve başkalaşım sergileyen girift bir yapıdır canlı bedeni. Bir taraftan ağızlaryoluyla alınan gıdaların sindirim sistemi içinde akışı ve kullanıma hazır hale gelmesi için yapılan işlemler veparçalanmış minerallerin, vitaminlerin, yağların ve proteinlerin kana geçisi; diğer taraftan akciğerlere ritmik şekildegirip çıkması ile kana oksijen verilmesi ve kandaki karbondioksitin atılması… Derinin aheste dalgalanışı ve yaklaşık15 günde 1 cm’lik mesafeyi katederek, bedenden artık deri hücrelerinin atılması ve kalp atışlarıyla kanınpompalanması, dolaşan kanın hücrelere ihtiyaçlarını dağıtıp, artıkları toplaması lenf dolaşımı ile yabancıunsurlara karşı bedenin savunulması ve bu sistemde lenf sıvısının dolaşması, beyin içinde ve omurilikte yavaş yavaşakışı ile beyin omirilik sıvısı ve daha pek çok ritimler, akışlar, değişimler kendi özel hızı ile yolundailerlerken, sürekli bir akış olduğu halde canlı bedenlerin sabit, kararlı görünümü devam eder.

Bu hali şöyle bir duruma benzetebiliriz: Bir stadyumda gösteri yapan öğrencileri hayal edelim. Bu öğrenciler sahanınortasında bir şekil oluşturuyor olsunlar. Ancak sahanın değişik yerlerinden, farklı köşelerinden sıra ile ikişer,üçerli gruplar halinde öğrencilerin sahaya girdiklerini, farklı hızla ilerlediklerini, ortadaki şekli teşkil edentalebelerin arasına katıldıklarını ve bazı talebelerin de aynı şekilde birer, ikişer, üçer sıra halinde konvoylaroluşturup sahanın değişik köşelerinden, farklı kapılarından çıktıklarını düşünelim. Buna rağmen sahadaki şekilsabit kalsın, belirli sayıda talebelerin uzun süreli bir eğitim sonrası törenlerde oluşturdukları şekil gibi düzgünhatta daha muntazam olsun. Ayrı ayrı zamanlarda gelen sıraların giriş çıkışları sahanın ortasında hiçhissedilmesin, görülmesin.

İşte bu durum, öğrencilerin hücreleri ve çizdikleri şeklin insanı temsil ettiği basit bir örnektir. Bumisaldekinden çok daha karmaşık girişler, çıkışlar, değişimler ve başkalaşımlar yaşayan, bütün halindekihareketlerine rağmen değişmeyen, kararlı bir beden hep vardır. O bedenin en küçük detayları ve simadaki en küçükayrıntıları o kadar hassasiyetle korunur ki, o hızlı değişimler içinde yüzdeki ince bir nokta, küçük bir benhayatın her döneminde saklanır.

Her insanın kemik iliğinde hem bütün kan hücrelerine dönüşebilecek hem de yalnızca belli bir kan hücresi türüne dönüşebilecekkök hücreler vardır. Bunlar zincirleme bir dizi işlem basamaklarından geçtikten sonra, vücudun ihtiyacı olan kan hücrelerininoluşumunda hizmet görürler. Her hücrenin ortalama bir ömrü vardır. Meselâ, alyuvarlar 120 gün yaşarlar. Her hücresürekli bir yenilenme, başkalaşma, ayrışma, değişme, farklılaşma hali sergiler. Tayin edilmiş ömrü içinde ilgilivazifeleri görür ve bedeni terkeder. Hücrelerin bu ayrı ayrı gelip-gidişleri sırasında bedenin bütünlüğünde enufak bir farklılık olmaz.

Vücudun ihtiyaçları ile kemik iliğindeki üretim arasında muhteşem bir uyum, akıl almaz bir denge vardır. Bu dengeninbozulmasının bütün vücudu nasıl etkilediği lösemi hastalarında gözlenmektedir.

Hayat her haliyle bir dengeler, akışların oluşturduğu durgunluklar, değişimlerin oluşturduğu sabitlikler meşheridir.Bütün bu işlerin çevrilmesinin kâinatın dengesi içinde çözümü sayısız bilinmeyenli, sayısız değişkenli,sonsuzuncu dereceden bir denklemin çözümü gibidir.

Bir taraftan ufak tefek sürprizler dışında günlük hayatın kararlılığına, diğer taraftan bu işleyişlerin süreklideğişen, başkalaşan, ayrışan unsurlarla kuruluşuna baktığımızda bu denklemin tek çözümü var; o da Kadir-iMutlak. Her şeye gücü yeten, her işi ayrı ayrı kontrol eden ve bütünü de bilen bir kudret ancak şu alemi bu kararlıklaidare edebilir.

Her şeyi kendi bütünlüğü içinde farklı unsurlurdan mürekkep hâle getirecek ve her ayrı bütünü başka bir bütününparçası yapacak ve bütün bunlarla birlikte kâinatın dengesini en ufak bir sarsıntı olmaksızın ayakta tutacak ancakve ancak Kadir-i Küll-i Şey, Hâkim-i Mutlak, herşeyi kudretiyle ve rahmetiyle kuşatan Zat-ı Zülcelâl olabilir.