Klonlama ve İnsanlığın Geleceği

Varlık ve insan ilişkisi, bir şeyler öğretmek için hazırlanmış veher bulunan sonuçta başka sorular gizlenmiş bir bulmaca ile onu çözmeye çalışanöğrenci ilişkisine benzer. Öğrenci, bulmacanın bir sonraki basamağındane ile karşılaşacağını bilmemektedir; o ana kadar bulduklarından bulmacaile ilgili bir fikir oluşmuştur ancak, bulmacanın bir sonraki basamağındaulaşılan sonucun tabloyu nasıl değiştireceği bilinmemektedir. Üstelikbulmacada aranan şey esrarengiz bir şekilde kendini hissettirmekte sonuca yönelikipuçları sergilemektedir. Bu yönüyle dünyanın ya da kâinatın içindekiinsan, gizemli bir şatonun içinde gibidir. Şatonun sırlarını araştıraninsan duyduğu bir sesin yardımıyla şato ile ilgili bilgilerin bulunduğuodaya ulaşır; odada açık bir sındık bulur; burada şatonun tarihi ve içindekilerleilgili kayıtlara rastlar; sonra ulaştığı veriler başka ipuçları ortayakoyar ve her basamakta şato ile ilgili bilgileri değişir ve bir sonrakibasamağa dair ipuçları elde eder. Yeni ipuçlarına ulaştığındazihnindeki şato manzarasının nasıl bir hal alacağını bilmez. Şato, sankionun zihninde sorular oluşturacak tarzda hazırlanmıştır. Sanki gizli bir elşato içinde sürekli yaptığı değişikliklerle varlığını hissettirmekteve şato ile mesajlarını iletip kendini tanıtmaktadır.

Bu yönüyle bakıldığında, bilimi ve bilim adamlarını peşinden sürükleyenalem, gizli bir elin muradını kâinat lisanıyla dile getirdiği esrarengizbir şatoya benzer. Sanki elmanın yere düşüşünden dünyanın çevresinidonatan uydulara, uzay mekiklerine uzanan yolda yapılacaklar her basamaktabilim adamlarına hissettirilmiş ve nihai noktaya doğru adım adım sürüklenmişlerdir.Elektrik akımının keşfinden internet ağlarına giden yolda da aynı halhissedilir. Hücrenin ve DNA’nın keşfinden bir canlının oluşum safhalarınınanlaşılmasına giden yolda da yine bu gizemli yönlendirme ve kâinat kitabındakelimeleri, insan iradesini vesile yaparak yazma hali gözlenmektedir. İnsan adımadım yönlendirilerek bir canlının klonlanması noktasına getirilmiştir veinsanı kopyalanması hevesleri, bu yönlendirmenin ilerleme istikameti ileilgili ipuçları vermektedir.

Klonlama ile yaşadığımız alem ne yönde değişiklikler sergileyecek,bilemiyoruz. Belki nesli tükenen canlılar için alemde kalış vesilesi, belkiorgan nakli bekleyenler için bir umut kapısı olacak, belki de bu vesileyle ölümegeçici bir hayat rengi verilebilecektir. Yarın nasıl bir dünya bizibekliyor, bilemiyoruz. Yalnızca varlığın gidiş yönü ve eldeki verilerletahminlerde bulunuyoruz. Ancak bizleri ve bilim adamlarını yönlendirenesrarengiz elin farkında insanlar olarak, sonsuz kudret sahibi olduğuna inandığımızo mukaddes elin sahibi Kadir-i Zülcelal ne isterse ve neyi murad etmişse onungerçekleşeceğinden şüphemiz yok. Bu anlamda Ehl-i Sünnet yaklaşımı ileKarl Popper gibi yeni dönem bilim felsefecileri birbirine çok yakınlaşıyor.Her iki yaklaşıma göre de geleceğe dair "olabilir" ya da"olamaz" hükümleri veremezsiniz. Çünkü siz yönlendirici veetkileyici değil, "gözlemci" konumundasınız; varlığı yönlendirdiğinizzannı ya da vehmi imtihan gereği size verilmiş cüz’i ihtiyardan ve benliğinsahiplenme duygusundan kaynaklanmaktadır. Sizin bütün çırpınmalarınızave kaygılarınıza, endişelerinize rağmen varlık kendi yolunu takip etmekte,kader hükmünü icra etmekle, yani İlahi murad ne ise o adım adım gerçekleşmektedir.Bu arada doğruyu bulmak yolundaki irade beyanlarınız, varlığın akışı içindebenliğinizin önüne çıkan yol ayrımlarında doğru tercih yapmanız,konumunuz yani imtihan gereğidir ve şarttır. Ancak varlığın işleyişininsize bağlı olduğu düşüncesi yalnızca bir his yanılmasıdır. Bu durumise sizi imtihandan muaf tutmaz. İllüzyonlarla oluşturulmuş bir animasyon düzeneğindesizin bazı sorulara muhatap kılınmanız imtihanınızın önemini azaltmazveya imtihanın gerçekliğine halel getirmez. Belki hayatınızın en berrakgerçekliği, cüz’i ihtiyarınız ve bunun size yüklediği sorumluluklardır.

Klonlama ile ilgili gelecek endişelerinde de benzer bir yaklaşım ortayakonabilir. Klonlamaya kadar gelen süreç gizli elin adım adım kontrol ve yönlendirmesiile yaşanıyor olmalıdır. Ancak, varlığa olan muhatabiyetinde insan vebilim, doğruluk ve doğru yolu takip etmek adına bazı sorumluluklar taşımaktadırlar.Bu her fert ve insanlığın kolektif vicdanında hissedilen hal, ahlak ya daetik gibi kavramlar çerçevesinde ele alınmaktadır. Bu, kötülüğe karşıihtiyarın korunduğu bir iç mekanizma olmalıdır. Ferdî planda bu mücadelenindeğerlendirilebilmesi için eşyanın bizim ihtiyarımızla şekillendiği zannıya da vehmine ihtiyaç vardır. İnsanları klonlayarak tamamıyla kendi kontrolüaltında bir güç elde etmek arzusu atom içi enerjiyi ya da barutu insanlığınzararına kullanmak gibi bir haldir. İnsanlık vicdanı ve kolektif şuurunkabul etmediği bir durumdur. Ahlak ve etikle bağdaşmaz. Ancak varlığın işleyişindebunu engelleyici mekanizmalar gözlenmez. Vicdan seslenir, ancak bağlayıcı değildir.İmtihan sırrı da burada yatıyor olmalıdır. Ancak bu serbestlik yokluğadayalıdır. Firavun’un iki kişiden birini öldürmekle diğerine hayat verdiğiniiddia etmesine benzer bir garipliktir. Eşyanın iradesi dışında gelişen şekildeğişikliğini eşyaya yön veriyor olarak algılamak, insanın sınırlı vedar bakışından kaynaklanmaktadır. Üstelik kendi lokal alanında sebep olduğuolumsuzluklar bütünün mükemmelliğini tamamlayan unsurlar haline dönüşmektedir.

Tıbbın ve gen mühendisliğinin geldiği noktada canlıların klonlama yoluylaçoğaltılması insanın da klonlanabilmesi ihtimalini gündeme getirmiştir.Bu da pek çok soruyu beraberinde getirmektedir. "Böyle bir durumun hukukiboyutu, sosyal boyutu ne olacaktır. Klonlanmış insanlar bir fotokopi kağıdıgibi mi muamele görecek, yoksa onlar da ayrı birer kişilik mi olacak? Hırsızlıkiçin, savaşlar için bu teknoloji kullanılabilir mi?" gibi pek çok soruzihinlerde belirip endişeli beklentilere yol açmaktadır. Oysa, her şey İlahikontrol altındadır ve yalnızca olması gerekenler olacaktır. İmam-ıGazali’nin söylediği ve Bediüzzaman Hazretlerinin sıkça naklettiği gibi;"imkânda olandan daha mükemmeli yoktur." Bu durumda, her halükârdainsanlığı her yönü ile mükemmele götüren şeyler olacaktır. Ancakherkesin bu mükemmellikle yüz yüze gelme ve onu yaşama şansı olmayacaktır.İmtihan sırrı gereği, varlık çarklarının olumsuz işleyişine nedenolabilme yolu açık olacak, üstelik bu halin gözlemlenmesi, insanın olumlu işleyişleride sahiplenmesine yol açacaktır. Her insan, yaratılışı gereği, vahyin vekâinat kitabının verileri doğrultusunda iradesini ahlak ve etik kuralları içindekullanmaktır. Bunun aksini yapanlar ve zahiren karışıklıklara, kötülüklere,savaşlara, kavgalara yol açanlar bulunabilecektir. Ancak her durumda işler,çekirdek ve etrafında dönen elektrona kadar her şeyi idare eden Kadir-i Küll-iŞey’in mutlak anlamda külli iradesi ile yürümektedir. Bize düşen klonlamave bütün ilmi gelişmelerin insanlığın hayrına hizmet etmesi için duâetmektir.