Klonlama CD kopyalama Gibi Bir İştir

Memeli canlıların üremesix genetik kodların yarısını taşıyan ve babadan gelen üreme hücresi ile diğer yarıyıtaşıyan anneden gelen üreme hücresinin (sperm ve yumurta hücresi) birleşmesi sonucu olmaktadır. Bu iki hücrenin birleşmesişeklinde oluşturulan zigot 16 hücrelik bir top haline gelene kadar kendini kopyalar. Sonra ana rahmi duvarına gömülüpburada gelişimine devam eder. Belirli bir safhadan sonra hücrelerde -şu an nedenleri ve mekanizması net olarak bilinmeyenbir şekilde- farklılaşmalar başlar. Hücreler daha sonra vazife görecekleri organlara uygun olarak şekil değiştirmeyebaşlarlar. Ancak hepsinin içerdiği genetik kod aynıdır. Bedenin bütün gelişim safhalarında ve ömür boyu her hücrebaşlangıçta yarısı anneden yarısı babadan alınan ve böylece tamamlanan genetik şifreyi taşırlar. Bu şifre ya daprogram farkı canlılarda farklı sayıda kromozomlardadır. Mesela, insanda 46 kromozomda bu program yerleştirilmiştir.

Sperm ve yumurtanın şeklinden tutun da birleşme basamaklarının her anında karşılaşılacak duruma göre alınmıştedbirler bu işlemin açıkça bir plan, program ve "bilinçli tasarım" şeklinde gerçekleştiğini ortayakoymaktadır. Hele bu olayın işleyişinin kâinatın genel nizamı ve gelişim safhaları ile bağlantısını, şu an gerçekleşengenetik kodlamaların ilk atomdan bu güne yaşanan her safhada dikkate alınması gerektiğini düşünürsek plan veprogramın, tasarımın genişliği daha netleşir. Bu çerçevede klonlama olayını ele alırsak bugünkü bilimin verileriile şöyle bir manzara karşımıza çıkar.

Tahminlere göre 15-30 milyar yıl önce büyük bir patlama olmuş ve kâinat yumurtası çatlamış; maddenin temel yapıtaşları, natrinolar, hidrojenler gibi elementler oluşmuştur. Bunu takiben soğumalar, yoğunlaşmalar ve genişlemelerile uzay dediğimiz alan oluşmuş ve içinde milyarlarca galaksi ve sayısız gök cismi uzay boşluğunu şenlendirmiştir.Bizim algılarımızın ve idrakimizin ortaya koyduğu verilere göre bakıldığında bu uçsuz bucaksız alemde dünyanınsanki ayrı bir yeri, ayrı bir önemi vardır. En azından bizim bulunduğumuz noktadan öyle gözükmektedir. Bu, cismi küçükancak önemi büyük küreciğin yaklaşık 5 milyar yıldır alem meşherinde bulunduğu düşünülmektedir. Bu süreboyunca pek çok gelişim safhaları yaşanmış; jeolojik dönemler, hayatın başlangıcı, derken ilk insanın dünyaya gönderilmesi…Sonra bütün safhaların, her anın planının gözetildiğine dair açık deliller ve her basamakta bir sonraki basamağınihtiyaçlarının en inceliğine kadar dikkate alındığı muhteşem bir organizasyon… Sonra duygular, düşünceler vekuvveler zemininde genlerin aktarılması ile sağlanan neslin çoğalması düzeni… Asırlardır devam eden cinsî arzularınen temel fonksiyonu bu olsa gerek. Bu kuvveler ve bunlar için hazırlanmış uygun zeminlerde Hz. Adem’den beri gelişeninsanlık ağacı bugün farklı kültürlerin, farklı anlayışların, farklı medeniyetlerin beşiği olan dünyayıziynetlendiriyor. Asırlardır süren bilgi birikimi, bilimde ve teknolojide akıllara durgunluk veren gelişmeler bu ağacınen göze çarpan meyveleri. Bu muhteşem gelişimin bir kısmı insanın iradesiyle bağlantılı gibi, ama büyük bir kısmı,meselâ beynin işleyişi, hafızalarla bilgilerin nesilden nesile aktarılışı, her şeyin orijininin zamanında veyerinde açığa çıkıyor olması, zerreden güneşe, ilk günden son ana kadar varlığın bütününü kuşatacak biriradeyi gerekli kılıyor.

İnsan iradesi ile bağlantılı olan kısım kendisine ait olmadığı halde insana verilse bile, klonlama noktasına gelişbüyük bir sürecin sonucudur ve adım adım hassasiyetle takip edilen işlemlerin bir sonucudur. Kâinatın ve insanlığıntarihini, bilim tarihini, tıp tarihini içine alan ve bu tarihi birikimlerin nesilden nesile nakledilebileceği bir düzenigerekli kılan akıl almaz bir süreçtir. Dünya ve onun içinde insan oluştuktan sonra bilimde ve tıpta süregelen gelişmelerönce hücreleri tanıma, daha sonra neslin nasıl geliştiğini anlama noktasına ulaşmıştır. Embriyoloji adı verilenbilim iki hücrenin birleşmesi ile oluşan zigotun doğuma kadar yaşadığı halleri, geçirdiği safhaları önemli yönleriile ortaya koyabilir hale gelmiştir. Mitoz bölünmeler, mayoz bölünmeler gibi hücrenin çoğalma mekanizmaları gözlemlenebilmiştir.Zigot oluştuktan sonra, farklılaşma safhasına kadar tek hücreyken 2, 4, 8, 16 şeklinde kendini kopyalayarak çoğalırve birbirine yapışık bu hücreler kök hücre adını alıp, sonra bedenin farklı organlarını oluştururlar. Ancak ilkbölünmeden sonra bitişik değil de ayrı iki hücre şeklini alırlarsa, daha sonra bu iki hücre ayrı ayrı yola devameder ve her ikisi de ilk hücre konumunda aynı genetik kodlu hücreleri taşıyan iki farklı insanı netice verirler. Buinsanlara tek yumurta ikizleri denmektedir. 1980’li yıllarda bu durumu dışarıdan müdahale ile, ilk bölünen hücreleriayırarak her biri ayrı kök hücre olacak şekilde oluşturmayı deneyen araştırmacılar bunu başardılar ancak sayı dörtlesınırlı kaldı. Yani birbirlerinin aynı olan embriyo sayısı ancak dört olabiliyordu. Bu sayıyı artırmak içinembriyo safhasındaki hücrelerin her biri ayrılıp çekirdeği alınmış yumurta hücreleri ile birleştirildi ve ilk kezhücre çekirdeğini nakletme çalışmaları başladı. Bu, zigotun insan müdahalesi ile oluşturulabilmesi anlamınageliyordu.

Bu yöntemle 1988’de ilk klon tavşan oluşumuna kâinatta işleyen kanunların sonucunda ulaşılmış oldu. Daha sonra kültürortamında çoğaltılan embriyo kök hücrelerinin çekirdeklerinin transferi ile koyunlar dünyaya gelmeye başladı. Bu dönemekadar sadece embriyonik hücre çekirdeğinin klonlamada kullanılabileceği görüşü hakimken, 1997 yılında meşhur Dolyolayı yaşandı. 6 yaşındaki bir koyunun meme hücresi kullanılarak bir klon kuzu elde edildi. Bu klonlama tarihinde birdönem noktasıydı. Artık sadece embriyo safhasındayken değil, yetişkin dönemde olanların da kopyaları oluşturulabilecekti.Şu ana kadar bir çok hayvan (domuz, keçi, sığır, koyun…) bu türden klonlama yoluyla kopyalandı. Ancak bütünmemelilerde, meselâ tavşanlarda ve maymunlarda işlem bu kolaylıkta yapılamıyor. Kedilerde bunun başarıldığıbildirilirken, köpeklerde henüz başarılamadı.

Böyle bir yapı içinde ele alındığında klonlama başından sonuna kadar bütün safhaları ile insanın yürüttüğübir iş değildir. Cüz-i ihtiyarisiyle bağlantılı olarak algılanan işler insana verilse bile durum budur. İşin aslındaise, düşünmesi, elini oynatması, bilgileri zihninde depolaması gibi pek çok işlemde, hatta fiillerinin seçimindeinsana ait olan pek azdır. Ona ait olmayanlara sahip çıktığında bile külli bir işleyişin içinde cüz’i bir müdahalegibidir klonlama. Bu da külli iradenin arzusu ve yönlendirmesi doğrultusunda olmalıdır. Olaya bütünüyle bakıldığındaaslında zihinlere ve bilgilere şuur sahiplerinin idraklerine teşhir ile adım adım insanlığı klonlama noktasınagetiren Kadir-i Külli Şey’dir. Kudretin yaratmak için kıldığı vesilelerden olan yumurta hücresi ve nakledilen çekirdeğinarasında bağlantı için istihdam edilen insan bütüne sahiplenmek gibi bir garabet içine girmektedir.

CD’de kayıtlı programı çekirdek ve içindeki genetik şifre olarak düşünelim. Çekirdeksiz yumurta hücresi de boş CDolsun. Bu örnekte klonlama denen işlem bir CD’den diğerine kayıt yapmak gibi olacaktır. Klonlama ile bir insan yaratmakiddiasına kalkışmak yalnızca bir CD kopyalamakla bilgisayarı ve içindeki programı yaptığını ya da yapabileceğiniiddia etmekten çok daha komik bir olaydır.

Çünkü, içine çekirdeğin transferi ile başlangıç hücresi haline gelen kök hücresi, program kopyalanmış birCD’nin bilgisayar sürücüsüne yerleştirilip orada daha önceden hazırlanmış düzeneklerin işlemlerine tabi olduğu veancak o zaman içindeki programın açığa çıkacağı gibi beden içinde işleyen çarklara girmeli ve muhteşem birincelikle hazırlanmış programa hormonlar gibi beden içi harika işleyişlere tabi olmalıdır. Ancak bu durumda sonuçortaya çıkar. Programın mükemmelliği programcıya mı, programı bir CD’den diğerine kopyalayana mı verilir? Hele buprogramcı bilgisayarı bütün düzenekleri ile hazırlamışsa, üstelik CD ve kayıt için gerekli düzenek ona aitsekopyalayanın işleyen programda payı ne olacaktır? Hele hele kopyalayanın işleyişi de o programcının kudreti ile yürüyorsa,kopyacıya ait ne kalacaktır.

Evet, klonlama bütünüyle ve her safhası ile Kadir-i Külli Şey’in kudretindendir ve O’nun hazırladığı bir düzeneğinadım adım işleyişidir. Varlık aleminde, kâinatta, mülkte hiçbir şey yoktur ki, O’nun emriyle, O’nun kudretiyle,O’nun iradesi ile, O’nun izni ile yürümesin. Klonlama da bütün yönleriyle, her detayı ile ve dahası insanla bağlıgibi gözüken yönleriyle Kudret-i Mutlaka’nın insan eliyle varlığa hediye ettiği bir işleyiştir.