Kâinat Kitabının İlk Hecesi: Molekül

Varlıklar aleminde ya da eşyanın mülk boyutunda işleyiş, bu alemin seyircisi olan insandaki nizam anlayışınauygun tarzda yürümekte; her şey zaman ve mekân çeşitliliği içinde milyarlarca farklı şekilde ve farklı lisanlarlaifade edilmektedir. Büyüklük-küçüklük, uzunluk-kısalık, sıcaklık-soğukluk gibi zıtlıklar ile varlık kelimeleriçeşitlendirilmekte ve bu çeşitlilik içinde mertebelendirilmektedir. Bunlardaki işleyişler, alemin bütününde benzerözellikler gösterirken, her bir varlığın da kısmen farklılık arzeden ve "kendi" kelimesinin ifade ettiğiayrıcalıklı, farklı, kısmen şahsiyet kazandığı özellikler de hep bulunmaktadır. Aynı ya da benzer özellikler türleriya da cinsleri oluştururlarken, her bir unsurun da kendine ait, ona ferdiyet kazandıran özellikleri hep bulunmuştur. Bu,kitabın tamamındaki "a" harflerinin aynı olması yanında, sözgelimi 19. sayfanın ikinci paragrafındaki"yakın" kelimesindeki "a" harfi şeklinde tanımlanabilecek bir ferdiyet makamının ona verilmesi gibibir durumdur. Her şeyin her şeyle "ne aynı ne de gayrı" şeklinde ifade edilebilecek ortak ve farklı özellikleribulunmakta ve bu çeşitlilik içinde esma, varlık alemine, eşya kelimelerine sığdırılmaktadır.

Bu anlamda, varlık kitabı içinde moleküller adı ile ifade edilen harfler keşfedilmiş ve eşyanın teşahhusatınınyani kendine ait özellikler sergilemesinin ilk basamağı olmuştur. Varlığın ya da melekuttan mülke geçişin bu ilkbasamaklarında bile, mesela, su molekülü alemin her tarafında benzer özellikler sergileyip, her yerde suyu benzer şekillerdeifade ederken, her bir su molekülünün de kendine ait farklı özellikleri bulunmaktadır. Bu durumu "Maddenin Son Yapıtaşları"isimli eserinde Gerard’t Hooft şöyle ifade etmektedir:

"Atomları kancalı ve halkalı küçük küreler olarak gösterdiğim resmi yeterince bilimselbulmayabilirsiniz. Doğru, çünkü atomların birbirlerine bağlanma biçiminden söz ettiğimizde ‘kimyasal bağlanmakuvveti’ terimini kullanırız. Bu kuvvetleri bu şekilde belirtmem tuhaf, çünkü bunların çok güzel bir özelliği var;kimyasal bağlanma kuvvetlerinden sorumlu olan doğa yasaları tamamen biliniyor! Şimdi bu ifade size sürpriz gibigelebilir. Gazeteler böyle devrimci bir buluştan hiç bahsetmedikleri halde, bütün kimya bitti ve artık yapacak bir şeykalmadı mı diye sorabilirsiniz. Benim cevabım hayır olacaktır, çünkü tamamen bilinen yalnızca kimyasal bağlanmakuvvetlerinin arkasında yatan temel denklemlerdir. Maalesef, bu denklemlerden başlayarak yapılan tüm hesaplar öylesinekarışık ki, yaklaştırım yöntemleri kullanmak zorunda kalıyoruz. Bu matematiksel yöntemlerin yeteri kadar hassas olduğunusöylemek kolay değil. En basit moleküller, örneğin su ve alkol molekülleri bile, sözünü ettiğimiz denklemlerikullanmak yerine, bu maddelerle basit deneyler yapmak suretiyle daha iyi incelenebilir. Bu günlerde matematiksel yaklaştırımyöntemleri oldukça gelişmiştir ve sonuçta bu yöntemler atomlar için yaptığımız halkalı ve kancalı kürebenzetmesinin hiç de kötü bir benzetme olmadığını göstermektedir."

Bu cümlelerden şöyle bir sonuç ortaya çıkmaktadır: Aslında maddenin özelliklerini tarif ettiğini düşündüğümüzkanunlar, bizim bakış açımızdan ve algılama gücümüz nispetinde ve aklımızın tezahürü olan hikmet ölçüleriyleifadelerden ibarettir. Bunlar varlığın aslı ve özünü ifade etmekten çok, bizim varlığa yaklaşımımızı sergiler.İşin garip tarafı, her yeni asırda ve farklı dönemlerde bu izahlar ve algılayışlar farklı olmakla birlikte, her döneminizahı o dönemin hikmet ve nizam anlayışı ile çok uyumlu olmuştur. Varlığın işleyişine muhatap olan insan, bu işleyişleriher asırda bir şeylere benzetmiş ve benzettiği her şey mükemmelliğin ifadesi olmuştur. Daha sonra doğru olmadığıanlaşılmış olan kanunlar bile, geçerli oldukları dönem boyunca hikmeti ifade etmişler ve hikmetli olmuşlardır.

Bütün bu anlatılanlar molekülden hareketle şöyle bir sonuç ortaya koymaktadır. Varlık ve şuursahipleri arasındaki ilişki, Kâinat kitabının Yazar’ı ve okuyucuları arasındaki ilişki gibidir. Yazar’ın kitabındaanlattıkları her asrın okuyucuları tarafından farklı anlaşılmış ve yorumlanmış ancak bu yorumların hepsi mükemmelliğinifadesi olmuş, her farklı anlayış, farklı bir şaheserin ifadesine dönüşmüştür. Aynılık, ünsiyet ve varlıkkitabının diline ve gramerine aşinalık için gereklidir. Gayrılık ise ifadenin daha önce yazılmış ve eskimiş olmadığını,o ana mahsus bir hitap olduğunu ifade ediyor olmalıdır. En son içtiğimiz suyun molekülleri daha önce var olanlara çokbenzer özellikler gösterirler. İki hidrojen ve bir oksijen molekülünden oluşurlar. O hidrojen molekülleri ve oksijenmolekülleri o an ve bizim için yaratılmıştır. Her unsur moleküllerden ve elementlerden müteşekkildir, Kâinat iseher an bizim için ve ona muhatap olanlar için yeniden yazılan bir kitap, anında güncelleştirilen bir sayfadır.