II. Ulusal Risale-i Nur Kongresi

İnsanlığın problemleri, makul ve mantıklı çözüm arayışları beklemektedir. Bu arayışlar ırk, coğrafya ve ekonomik güç peşinde koşan siyasi oluşumların sunabileceği çözümlerin ötesinde daha temel ve varlık anlayışını kökten etkileyen yaklaşımları gerekli kılmaktadır. Son dönemlerde ortaya çıkan yönetim felsefeleri ve ideolojik doktrinler bu ihtiyacı karşılamanın çok uzağında gözükmektedir. İnsanlığın geldiği noktada günün meselelerine çözüm üreten vahiy kaynaklı bir yaklaşıma ihtiyaç çok şiddetlenmiştir. Bu kırılma noktasında semavi dinlerin esas dayanak noktası olacağı ve bunların bütününü kuşatan İslam’ın yakın gelecekte direk ve dolaylı olarak dünya toplumlarının önemli bir kısmını derinden etkileyeceği aşikar bir gerçek olarak gündeme gelmektedir. Bu durumda İslam’ı günün meselelerine bakan veçhesini ve bu günün idrakine uygun anlatımını ortaya koyacak bir yaklaşım dünyanın en önemli ihtiyaçları arasına girmiştir. İşte bu şartlarda olgunlaşma sürecini tamamlamış gözüken Risale-i Nur eksenli varlık anlayışı ve bunun hayata yansıyan taraflarını yaşayan Nur Cemaati insanlığın yakın geleceğinin şekillendirilmesinde önemli görevler üstlenecektir. Bu görevlerin üstesinden gelebilmek için meselenin farklı uçlarından tutan ekollerin bir ahenk içinde organize olması ve dünya problemlerine çözüm getirecek yapı ve yaklaşımları Kur’an’dan Risale-i Nur’a yansıyan şekliyle ifade etmesi şarttır. Bu, insanlığın geleceğini belirleyecek en önemli faaliyetlerden biri olacaktır. Bu organizasyonun şu an şekillenmemesi durumunda Risale-i Nur’un hazmedilmemiş ve yerleşmemiş yorumlarının istenen hedefi doğurmayacak şekilde ortaya konması ve bizzat bu Külliyatın ortaya koyduğu hakikatlerin farklı mecralara sürüklenmesi riski doğacaktır. Bu davanın evvel saflarında yer alanların ve orijinal kaynaklardan istifade edenlerin bir uyum ve ahenk içerisinde insanlığa bu hakikatleri sunmaları elzemdir.

Risale-i Nur Enstitüsü’nün organize ettiği II. Ulusal Risale-i Nur Kongresi, bu anlamda davayı ve insanlığı ilgilendiren çok önemli bir adımdır. Bu anlamda meseleyi önemseyen herkesin insanlık adına ve mensub oldukları dava adına bu meseleye omuz vermesi, faaliyetleri ve duaları ile katkıda bulunması boyun borcudur. Günümüzde ulvi davaların yüceltilmesi, Allah kelamının ilası hayatın ortaya konması gibi fedakarlıklar gerektirmemektedir. Hayatını ortaya koyarak bütün değerleri pahasına İslam bayrağını insanlık zemininde dalgalandırarak bizlere ulaştıran büyüklerimizin fedakarlıklarına karşılık dua ve emeklerimiz gibi kolaylıkla ortaya koyabileceğimiz şeyleri esirgemek büyük bir vefasızlık ve kadir bilmezlik örneği olacaktır. Hizmetin insanlık açısından önemine inanmış herkesin nerede ve kimlerle beraber olursa olsun bu ulvi hedefe yönelik arayışa gönülleri ile fiilleri ile ve bedenleri ile amin demesi davadaki samimiyetin gereği olmalıdır.

“Bilim ve Din” başlığı yeni bin yılın ilk adımlarında ve insanlık için önemli bir dönüm noktasında dünya denen gezegenin en önemli problemine bir çözüm arayışı olmalıdır. Dünya insanlığı bu asra girerken gerek kendi varlığını, gerekse kainatı anlamlandırmak için bilim ve din ilişkisini net olarak ortaya koymalıdır. Bu anlamda Risale-i Nur’un ortaya koyduğu makul ve etkili çözümlere tüm yeryüzü insanlığının, tüm bilim ve din adamlarının ihtiyacı olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Geçen yıl ele alınan “farklılıkların buluşması” konusunun ardından bu yıl buluşması gereken en büyük iki farklılık olan bilim ve din konusu çerçevesinde bir toplantı insanlık problemlerine çözüm arayışı açısından isabetli bir dua yerine geçmiştir. İnşaallah Rabb-ı Kerim de niyetlerimize en uygun cevabı verecektir. Bu konu genel anlamda din kavramı çerçevesinde diğer din mensupları ile de farklı zeminlere taşınıp tartışılabilir. Bütün dinlerin ittifak ettiği çözümler şeklinde dünyaya sunulabilir. Böyle bir açılımın çekirdeği bu Kongre benzeri yapılanmalar olursa insanlığın selameti açısından çok olumlu sonuçlar doğacağına inanıyoruz. Zaten bu türden faaliyetler, yeryüzünün asr-ı saadetinin ve insanlık alemine doğacak nurun çok yakınlaştığının işaretleri belki de ilk pırıltıcıkları olmalıdır.

Davamıza gönül vermişleri bir araya getiren bu faaliyetin, insanlığın nurlu geleceğini şekillendirmek yolunda alemlerin Rabb’ine yönelik külli bir dua hükmüne geçmesini niyaz ediyoruz.