Ramazan

Zaman denen misali sayfada ömrümüz, devletimiz, dünyanın, kainatın ömrü, gece-gündüzler saatin tık-tıklarıile dilimlenirken, hayat anlara paylaştırılıyor. Bu esnada şahsi hayatımızda, sosyal hayatta, bizimle, devletimizle,insanlıkla ilgili bazı anlar ön plana çıkıyor, önem kazanıyor, kaydediliyor. İnsanın ömründe doğduğu günün,okula başladığı günün önemi büyüktür. Yakınlarını kaybettiği tarihlerin, askere gittiği, ameliyat olduğutarihlerin, mezuniyetlerin yeri çok farklıdır. Zamanın geçmesiyle hafızaya yeni bir takım olaylar kaydedilir, eskilerküllenir. Anlar, geçen zaman ruhumuzu, idrakimizi ince ince şekillendirirken, bir kısım nakışların üzerini gaflettozları yada unutama ilacı örter. Ancak öyle anlar vardır ki, adeta beynimize kazınmıştır. Yaşadığımız birtrafik kazası, üniversiteyi kazandığımız gün daha dün gibi aklımızdadır. İnsanlık tarihindeki önemli buluşlar,dünya savaşları, çağların değişimi kolektif hafızadan hiç silinmemiştir.

Kainatın ömründe de-eğer doğruysa-Büyük Patlama (Big Bang), kainat içinde dünya diye bir gezegeninyaratılması, Hazret-i Adem’in dünyaya gelişi, peygamberlerin yaratılması ve Fahr-i Alem’in (a.s.m.) dünyaya gelişi çokönemli anlardır. Bütün kainatın yaratılması bir yana Levlake-Levlak Sulatanı’nın (a.s.m.) yaratılması bir yanadenecek kadar önemli bir an yaşanmıştır. Bütün varlıklar insanlık adına büyük bir saadettir. 1400 sene önce yaşanmış63 yıl, milyarlarca yıllık kainat ömrü içinde apayrı bir yere sahiptir. Çünkü kainat en mükemmel meyvesini vermiş,anlamlanmış, geçmiş ve gelecek zamanlar tevhid nuru ile nurlanmıştır.

Zamanlar, anlar, seneler, aylar ve günler olaylarla anlam ve değer kazanır. 1400 yıl önce yaşanan önemlibir zaman diliminin; tevhid, nübüvvet, haşir ve adalet hakikatlerinin en açık şekliyle ortaya konduğu bir dönemin çokparlak bir meyvesi, en mükemmel hediyesi ve en çarpıcı bir mucizesi; Yaratıcı’nın, Sultan-ı Kainat’ın ezeli kelamınınbizim ölçülerimize uygun, bize hitap edebilecek şekilde mülk alemine ulaşmasıdır. Evet, Kudret-i Ezeliye varlıklarlisanı ile kendini tanıtıp sevdirirken, bu lisanın gramerini, fihristesini, anlatım şeklini bize; varlıklar adına şuursahiplerine ve onlar içinde en mükemmel, hitaba ve muhabbete en layık olanına vermiştir. Evet, Rabbimiz bizim seviyemizeinmiş, bizim gibi ifade etmiş, bize yol göstermiş ve en önemlisi bizi sevdiğini, önemsediğini, muhatap kabul ettiğinibildirmiştir. Gayb aleminden, melekuttan, kendimizden çok uzaklarda hissettiğimiz zat, şuunat ve sıfat-ı ilahiyeKadir-i Mutlak’ın diliyle ifade etmiştir. Melekut aleminin manaları, mülk boyutunun ölçüleri ile ifade edilmiştir.Aynı maksada yönelik olarak yaratılmış bütün ilahi kitaplar, suhuf büyük değer kazanmış, anlamlanmış, doğrulanmıştır.Artık bütün varlıklar, anlamlı ve anlamının farkında bir hale gelmiş, kainat hiçlikten, abesiyetten, başıbozukluktanve sahipsizlikten kurtulmuştur.

Evet, Kur’an’ın varlık alemine gelişi, ilahi kelamın kainat diliyle ifadesini vuzuha kavuşturacak birfihristin, mukaddes bir rehberin varlıklar alemine ulaşması anı çok önemlidir. O kadara önemlidir ki, o anın yaşandığıKadir Gecesi ile Ramazan ayı bin aydan daha hayırlı bir konuma yükselmiştir. Ramazan önemlidir, on bir ayın sultanıdır.Çünkü bütün zaman dilimleri, bütün aylar onda inen Kur’an ile anlamlanmış, değer kazanmıştır.

Zaman kavramı farazidir, akıp giden bir misali sayfa gibidir. Onunla hayat, canlılık ve mülk boyutunda külliifadeler mümkün olur. Aslında mülkün genel özelliğidir farazilik, misalilik, fanilik, geçicilik. Zamana ve mülke,varlıklara değer katan anlamlar olmalıdır. Asli anlamlar, gerçek manalar ise, Sani-i Mutlak’ı, Cemal-i Ezeliyi, Yaratıcıyıifade etmelidir. Çünkü işin özü, mülkün anlamı güzellik ve gözükmek arasındaki ince sırda, muhteşem bağlantıdayatmaktadır.

Kainatın bu sırla anlam kazandığı an, o anı içinde bulunduran Ramazan bizim için, varlıklar için, mülkalemi için çok önemli, çok değerli, çok hayırlıdır. Bu özellikleri, bu değeri ise Kur’an’dan, İlahi kudretten alır.Mana-yı Harfi ile yani Sanatkarına, Sultanına olan bağlantısı ve bütün varlılarda aynı bağlantıyı kurmasıyla değerkazanır. Zaman denen misali sayfa ise, doğru bir hat üzerinde hareket etmeyip, devirler, deveranlar şeklinde ilerler.Saatin akrebi, yelkovanı, saniyesi ile gün boyu on iki rakamlı dairede gezer durur. Ay döner, dünya döner, güneş dönerve devirler oluşur. Bir taraftan yıl ibreleri artıp, seneler ilerlerken ömrümüzün ve her bir yılın devirleri, dönüşleriiçinde akrebin, yelkovanın on iki saatte bir aynı rakama gelmesi misali, ruhumuz, idrakimiz, algılarımız on iki aydabir Ramazan ayına ulaşır. Ömrümüzün önemli anları gibi, kainatın ömründeki en önemli anlardan olan Kur’an’ıngelişi, ile Ramazan büyük bir şeref, ayrı bir makam kazanmıştır. Zamanın deveranı ve birbirini kuşatan dairelerde,Asr-ı Saadette Kur’an’ın indirildiği ilk şerefli anın Ramazanına mukabil, bütün aylar, bütün Ramazanlar da değerkazanır. Bu yüzden yaşanılan yıl içinde, Ramazana ulaşmak ayrı bir kazanç, büyük bir şereftir. DeğeriniKur’an’dan alan Ramazanı Kur’an’la değerlendirmek bu kazancı, bu şerefi hakkıyla yaşamanın sırrı olsa gerektir.