II. Masa “Cemaatler ve Sivil Toplum”


Katılımcılar

Doç. Dr. Ahmet YILDIZ (Moderatör)
İbrahim KAYGUSUZ (Sekreter)
Doç. Dr. Şevket ÖKTEN
A. Levent ERTEKİN
Ahmet NAZLI
Halil DOĞAN
Hasan YÜKSELTEN
Ömer Faruk UYSAL

Masa Bildirisi

  1. Cemaatler inanç temelli sivil toplum bileşenleridir. Toplumla ilişkilerinde temel amaçları mutlak güven ve emniyet üretmeye dönük olmalıdır. Tebliğ ve davetin müsbet zemini budur.
  2. Cemaatler dinin tebliğini devlet dahil her türlü iktidar zemininden bağımsız olarak yapmalıdır. Böylece cemaatlerin dünyevileşmesi ve ihlas yerine konformizmi öncelemesi engellenmiş olacaktır.
  3. Sivil toplum bileşenleri olarak cemaatlerin toplumla ilişkisinin ihlas ve güven ilkeleri üzerinden biçimlenmesi için legalleşmeleri zorunludur. Legalleşme cemaatlerin ekonomik ve siyasi faaliyetlerini şeffaflaştıracak, kayıt altına alacak ve hesap verebilir hale getirecektir.
  4. Cemaatlerin dini inhisarları altına almadan ona hizmet etmeleri için de legalleşme bir imkan alanı sunmaktadır. Böylece cemaatlerin yanlış temsillerinin de önünü almak mümkün olacaktır.
  5. Cemaatlerin legalleşmesi, cemaatler arası ilişkilerin müsbet zeminde tutulabilmesi ve menfileşmemesi, bir hayır ve fazilet yarışı olarak yürütülmesi için de kolaylaştırıcı olacaktır.
  6. Cemaatler arası ilişkilere sivil bir nitelik kazandırılabilmesi için temel ilke “mesleğinin muhabbetiyle amil olmaktır.” Gülen kültü vb. örnekler bu açıdan iyi kritik edilmelidir.
  7. Cemaatler arası ilişkilerin herhangi bir grubun hegemonyasından uzak tutulabilmesi için, devletin bu gruplarla ilişkisinin de şeffaf olması ve cemaatlerin topluma dönük faaliyetlerinin de periyodik olarak açıklanıp belgelenmesine ihtiyaç vardır.
  8. Cemaatlerin sivil toplumla STK’lar üzerinden ilişki kurarken sekterleşmemesi ve kamu yararından uzaklaşmaması gerekir.
  9. 15 Temmuz sonrasında yaşanan toplumsal ve siyasi türbülansın, devlet ayağı göz ardı edilerek cemaatlerin kriminalize edilmesi açık bir hukuk dışılık ve gayr-ı ahlaki bir tutumdur.
  10. Cemaatler-toplum ilişkisinde yaşanan konjonktürel güven kaybı telafi edilmelidir. Bunun için tüm cemaatlerin samimi ve aleni bir öz eleştiri yapmasına ihtiyaç vardır.
  11. 15 Temmuz sonrası türbülansın Risale-i Nur’a ve bununla ilişkili cemaatlere topyekun bir saldırıya gerekçe yapılması, ihlas ve uhuvvet ilkelerinin Müslüman aydın ve cemaatler tarafından özümsenmediğini ve aynı gemide yaşama bilincinden uzak olunduğunu göstermektedir.
  12. 15 Temmuz sonrası yaşanan ağır krizin yol açtığı travmanın etkilerinin giderilmesi ve cemaat-toplum ilişkilerindeki güvenin yeniden tesis edilmesinde sivil toplumun sağlam bir hukuki zemine kavuşturulması mübrem bir ihtiyaçtır.