IV. Masa “Terör ve Doğru İslâmiyet”


Terör ve Doğru İslâmiyet

Prof. Dr. İbrahim Özdemir
Prof. Dr. Ahmet Hamdi Aydın
Prof. Dr. İshak Torun
Doç. Dr. Osman Özkul
Doç. Dr. Cemal Güven
Yrd. Doç. Dr. Levent Bilgi
Said Yetim
Muhammet Taşçı
Nurullah Udun
Kâmuran Yüksel

  1. Allah, rahman ve rahimdir. Merhameti bütün insanları, canlıları ve bütün alemleri kuşatmıştır. İslâm ise barış, emniyet, huzur ve güven demektir. Müslüman da Allah’a özgür iradesiyle inanıp ona teslim olan kimsedir.
  2. Bütün dinler hayatı tanımlayarak, insanın anlamlı bir hayat yaşamasını ve mutluluğunu hedefler. Özellikle İbrahimî dinler, bireyin vahiy geleneği bağlamında kendisi, ve çevresiyle barış içerisinde yaşabilmesi için adalet, hakkaniyet, şefkat, eşitlik temelli ahlakî bir hayatı önerir.
  3. Bütün dinlerin reddettiği terör ise, siyasi yada toplumsal anlamda bir takım değişiklikler meydana getirmek için askeri ve sivil hedeflere yönelik yasa dışı güç veya şiddetin kullanımıdır. Amaç toplumda korku, kaygı, karışıklık, kaos oluşturmaktır. Tarihte ve günümüzde dini motifli terör ve şiddet eylemlerine rastlanabilmekte, teröristler dini sembolleri ve değerleri kendi amaçlarına ulaşmak ve kitleleri etkilemek için kullanabilmektedirler.
  4. Dini motifli terörle kapsamlı bir şekilde mücadele edilmeli; suçların kişiselliğinden hareketle, bir insanlık suçu olarak terör ve teröristler en şiddetli şekilde kınanmalı, mensup oldukları dinden ayrı olarak değerlendirilmelidir.
  5. Kur’ân-ı Kerim’de Allah şöyle buyuruyor: “Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de birisinin hayatını kurtarırsa, bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur” (Maide Suresi: 32)
  6. Bediüzzaman bu ayeti şöyle yorumlar : “Bir masumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Cenab-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez.”
  7. İslâm’a göre suç ve ceza bireyseldir. Binaenaleyh “hiçbir günahkar başkasının günahını yüklenmez.” (En’am Suresi: 6:164)
  8. Bediüzzaman Said Nursiîaçık toplum ve demokratik sistemlerde ikna ve müzakereyi sorun çözmenin yolu olarak önermektedir. Bu nedenle sosyal, siyasal, kültürel sorunların çözümünde yöntem olarak şiddete başvurmayı reddetmeli, müslümanlar sorunlarını karşılıklı müzakere ve diyalogla çözmeye çalışmalıdırlar.
  9. Cihat, günümüzde en çok su-i istimal edilen kavramlardan biridir. Said Nursî manevi cihat yorumuyla İslâm-irfan geleneği çizgisinde bir yenilik getirmiştir. Manevi cihat eğitim, ilim ve ahlaki olarak insanın bireysel ve toplumsal bakımdan tekamül mücadelesidir.
  10. Said Nursî manevi cihadı tamamlamak için müsbet hareket ilkesini önermektedir. Müsbet hareket açık toplum ve demokratik sistemde farklı din, inanç ve kültür mensuplarıyla sulh ve sükun içinde yaşamanın yöntemidir. Aynı zamanda emniyet, güven ve barıştan yana, her türlü şiddete, yıkıcılığa ve teröre karşı olmaktır.
  11. Terör sorunu bütünsel yaklaşımla analiz edilirse çözümü daha kolay olacaktır. Sorun, her türlü ayrımcılık, eşitsizlik, adaletsizlik, yoksulluk, cehalet, cinsiyet ayrımcılığı ve çevrenin tahribiyle beraber ele alınmalı ve çözüm için diğer toplumsal gruplarla işbirliğine gidilmelidir.
  12. Terörle mücadele demokratik sistem içerisinde verilmelidir. Keza yukarıda ifade edilen hukukun üstünlüğüne ilişkin değerlere dikkat edilmelidir.
  13. Uzun vadeli çözüm yöntemi olarak kültür ve eğitim politikaları yeniden ele alınmalı, eğitim programları bu doğrultuda geliştirilmelidir. Bu doğrultuda eğitim sürecinde şiddet içerikli her tür düşünce ve radikal hareketler kategorik olarak reddedilmelidir.