IV. Masa “Din ve Milliyet”


Din ve Milliyet

1- Prof. Dr. Nurettin Abut (Oturum Başkanı)
2- Doç. Dr. Atilla Yargıcı (Sekreter)
3- Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
4- Prof. Dr. Recep Şentürk
5- Prof. Dr. Musa Kâzım Yılmaz
6- Doç. Dr. İsmail Taşpınar
7- Yrd. Doç. Dr. Mehmet Cüneyt Gökçe
8- Mehmet Ali Kaya
9- Ali Ferşadoğlu

  1. Kur’ân’ın ifadesiyle bir erkek ve dişiden yaratılan insanlar, düşmanlık yapıp birbirlerine zarar vermeleri için değil, tanışıp yardımlaşmaları, birbirlerinin varlıklarını kabul etmeleri gayesiyle farklı ırk ve kabilelere ayrılmışlardır.
  2. Kur’ân ırk ve dil farklılığını Allah’ın varlık ve birliğini gösteren deliller olarak nitelendirir.
  3. İnsanın fıtratına Allah tarafından yerleştirilen şehvet, gadap ve akıl kuvvelerine bir sınır konulmamıştır. Bu kuvveleri zulme sebep olan ifrat ve tefritten kurtarıp adalet ve istikamete götüren hak dinlerin etkileri kaybolduğu zaman, zulüm ve haksızlıklar meydana gelmiştir.
  4. İslâmiyet ırk, kabile ve aşiretlerin varlığını kabul eder.  Ancak kendisini üstün görüp, başkasına haksızlık yapmaya, ötekini yok saymaya, hor görmeye ve sömürmeye vesile olan ırkçılığı; Said Nursî’nin ifadesiyle “menfi milliyeti” yasaklar.
  5. İmanın, özellikle tevhit ve ahiret inancının büyük ölçüde zaafa uğratıldığı aydınlanma döneminde bilimcilik ve ırkçılık kutsallaştırılmıştır. Modernitenin ortaya çıkardığı çağdaş ideolojilerden birisi olan ırkçılık yeniden diriltilmiştir.
  6. Irkçılığın sebep olduğu iki dünya savaşının özellikle kendilerine verdiği  büyük zararı gören gelişmiş ülkeler, birlik ve beraberliğin yollarını aramaya başlamışlar, kendi aralarında Avrupa Birliği gibi birlikler kurmuşlardır. Ancak ırkçılık hastalığını başka ülkelere yaymaktan da geri durmamışlardır.
  7. Yaşadığı çağın sorunlarını ve hastalıklarını tesbit eden Said Nursî, bütün mesaisini Müslüman toplumun zaafa uğratılan imanını takviye etmeye sarf etmiştir. Sağlam bir tevhit ve ahiret inancıyla meydana gelecek olan sorumluluk bilinci, ırkçılık probleminin çözülmesinde önemli bir rol oynayacaktır.
  8. Said Nursî, milliyet fikrini benimseyenlere bundan vazgeçmelerini söylemenin doğru olmadığını, ancak onu olumlu bir yöne kanalize etmek gerektiğini söyler.
  9. Milliyet duygusu, İslâmın kalesi ve zırhı olduğu zaman İslâmiyet’e kuvvet verir. İslâmiyet’in yerine geçtiği zaman ırkçılığa dönüşür ve zulme sebep olur. Ona göre böyle bir yer değiştirme büyük bir cinayettir.