IV. Masa “Yardımlaşma, Dayanışma ve Medeniyet”


Yardımlaşma, Dayanışma ve Medeniyet

Prof. Dr. Musa Kazım YILMAZ
Doç. Dr. Adem ÖLMEZ
Yrd. Doç. Dr. M. Cüneyt GÖKÇE
Dr. Cemil ERTEM
Dr. Muhittin MULALI
Dr. Murat ÖZKUL
İntizam Seyda DURGUN
M. Abidin KARTAL
Metin KAVCAR
Kemal Emre ÇANKIRI

Risâle-i Nur Enstitüsü ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi tarafından, 23-25 Mart tarihleri arasında düzenlenen “Said Nursî’nin Medeniyet Anlayışı” başlıklı VII. Risâle-i Nur Kongresi’nin, “Yardımlaşma, Dayanışma ve Medeniyet” konulu Dördüncü Masasının özet maddeleri:

  1. Said Nursî, medeniyetleri değerlendirirken, insanlığın maddî ve manevî saadetine ne ölçüde katkıda bulunduğu açısından ele almıştır. Beş asırdan bu yana başta olan Batı medeniyetinin, insanlığın ancak yüzde yirmisine yalancı bir saadet verdiğini, buna karşılık yüzde seksenine sıkıntı ve zulüm yaşattığını belirtmiş, insan onuruna uygun bir medeniyetin, insanlığın tamamını en azından ekseriyetini mutlu etmesi gerektiğini vurgulamıştır.
  2. Said Nursî’nin, insanlığı mutlu edebilecek bir medeniyet olarak sunduğu Kur’ân medeniyeti, kaynağını Kur’ân-ı Kerim ve hadis-i şeriflerden alan prensipler ve bu prensiplerin pratik tezahürlerinden oluşmaktadır.
  3. Kur’ân medeniyeti, hayatı bir yardımlaşma ve dayanışma olarak görerek, çatışma eğilimlerini yok etmeye çalışmıştır. Kur’ân medeniyetinin insanlığa yardımlaşma ve dayanışma açısından huzur ve kardeşliğe götüren ilkelerden en önemlisi hiç kuşkusuz zekât uygulamasıdır. Bu uygulama ile fakir ve zengin arasındaki farklılığın derinleşmesi önlenerek, ferdi ve sosyal huzurun sağlanması hedeflenmiştir.
  4. Günümüzde zarurî olmayan ihtiyaçların zarurî hale getirilmesi ile toplum zenginleştiği halde fert fakirleştirilmiş toplumdaki yardımlaşma ve dayanışma duygusu zedelenmiştir.
  5. Said Nursî’ye göre, toplumda yardımlaşma ve dayanışma anlayışını bozan, huzursuzluk, çatışma ve nefreti arttıran en önemli uygulama faizdir. Faiz uygulaması “sen çalış ben yiyeyim” düşüncesini esas aldığından, toplumsal kesimler arasında kin ve nefreti büyütmüştür. Toplumdaki dengeyi fakirler aleyhine bozduğundan, ihtilâlleri, karışıklıkları üretmiştir.
  6. Bugün adil paylaşımcı ve haksızlıkları önlemek için, faizin yanı sıra karaborsacılık, emeğin sömürülmesi, fırsatçılık, çalışana hak ettiği ücretin verilmemesi ve mevcut olmayan varlıkların mübadelesinden edinilen kazançların engellenmesi gerekmektedir.
  7. Said Nursî, frenk illeti dediği milliyetçilik hastalığına karşı, vatanî, sınıfî ve dinî birliği önererek çatışma eğiliminden kaçınılmasını öğütlemiş, farklı ırkların yaratılmasının hikmetini yardımlaşma, dayanışma ve tanışma için olduğunu belirtmiştir.
  8. Bediüzzaman insanlığın başına sömürgecilik ve milliyetçilik gibi pratikleriyle baskı ve zulüm getiren kapitalizmin biteceğini ve hürriyetin hakim olduğu malikiyet ve serbestiyet döneminin başlayacağını öngörmüştür. Batıdaki küresel kriz bu gelişmenin ipuçlarını vermektedir. Bugün dünyada bir yanda kriz yaşanırken, diğer yanda Arap baharı dediğimiz özgürlük için yardımlaşma ve dayanışmanın örnekleri verilen bir döneme girilmektedir.
  9. Bugün bu kongre münasebetiyle, Saraybosna’dan Batı medeniyetinin vahşi yüzünü görmek daha kolay görünüyor. Birinci Dünya Savaşını ateşleyerek, insanlığa büyük bir felâket yaşatan, geçtiğimiz yıllarda da binlerce masum insanın vahşice öldürülmesine şahitlik eden bu topraklarda, insanlığın vicdanına hitap etmek daha anlamlı gelmekte ve Kur’ân medeniyetine olan ihtiyaç açıkça görülmektedir.