V. Masa “Temel Haklar, Adalet ve Bir Arada Yaşama”


Temel Haklar, Adalet ve Bir Arada Yaşama

 Katılımcılar
Prof. Dr. Ahmet Battal (Oturum Başkanı)
Dr. Cafer Kaysıcı (Sekreter)
Prof. Dr. Arif Yavuz
Prof. Dr. Mehmet Acat
Doç. Dr. Abdullah Adıgüzel
Doç. Dr. Murat Tümay
Doç. Dr. Orhan Akınoğlu
Doç. Dr. Recep Ardoğan
Yrd. Doç. Dr. Ali Bengi
Ali Ferşadoğlu
Hasan Yükselten

  1. Küçük bir köy hükmüne geçen ve globalleşen dünyada fertler ve cemiyetler birbirine bağımlı ve muhtaç hale gelmiştir. Artık, farklı inanç, kültür ve etnik köken mensuplarının birbirlerini olduğu gibi kabul etmesi, müsamaha ile bakması ötekileştirmekten kaçınması zaruridir.
  2. İnsanlığın ortak paydası hak ve hürriyetler, adalet ve demokrasidir.
  3. İnsan bu dünyaya farklılıkları ile imtihan edilmek üzere gönderilmiş şerefli bir misafirdir. İmtihan ancak hürriyet ile gerçekleşir. Devletin görevi insan zorla imtihan kazandırmak değil, gerekli hürriyet zeminini hazırlamaktır.
  4. Hürriyet, kanun-u adalet ve te’dipten (yani kamu düzenin koruyan ve suçu önleyen cezadan) başka, hiç kimsesin kimseye tahakküm etmemesi, herkesin hakkının korunması, meşru dairede herkesin şahane serbest olmasıdır.
  5. Hürriyet, kişinin ne kendisine ve ne de başkalarının haklarına zarar vermeden yaşamasıdır. “Başkasına zarar vermedikçe dilediğini yap” anlayışı insanı nefsine esir eder ve insanlıktan çıkarır.
  6. İnancı olsun veya olmasın herkes fikir ve inancında serbesttir. Sınırsız hürriyet ise aslında hürriyet değil vahşet-i mutlakadır, hatta hayvanlıktır. Hürriyetin sınırlanması, insanın hakiki insan olması zaruridir.
  7. Hakiki hür insan haksız kudrete boyun eğmez, zayıfa tahakküm etmez.
  8. Farklılıkları bir arada yaşatabilmek için evrensel hukuk prensiplerinin yürürlükte olması, hukukun üstünlüğü prensibinin tatbik edilmesi, keyfiliğin ve cebriliğin ortadan kaldırılması, farklı fikirlere saygı ve tahammül gösterilmesi gerekir.
  9. Etnik, dini ve kültürel farklılıkları bir arada ve barış içinde yaşatmanın yolu, kendimizi kimseden büyük görmemek, herkese adalet ve hakkaniyetle muamele etmek, hiçbir baskıya meydan vermemektir.
  10. Sosyal barış için sosyal adaleti gerçekleştirmek gerekir. Bu amaçla “başkasının açlığı beni ilgilendirmez” diyen bencilliği ortadan kaldıran “zekat emri” ve “başkası çalışsın yorulsun, ben risksiz kazanayım” diyen haramcı anlayışı yok eden “faiz yasağı” tam tatbik edilmelidir.
  11. Sosyal hayatın sağlıklı sürdürülmesi fertlerin faziletli olmasına bağlıdır. Zira faziletli insan, mütevazidir, hürmet ve merhamet gösterir, haramı helali bilir, güvenilirdir, hukuka itaat eder ve bozgunculuk yapmaz.
  12. Yetki ve sorumluluk, kim olursa olsun, hangi inancı taşırsa taşısın, ehline uzmanına verilmelidir. Zira “Muhakkak ki, Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.”
  13. Bugün dünyanın ve İslam aleminin asıl meselesi cehalet, fakru zaruret, ihtilaf ve bölünmüşlük duygusudur. Çare, ilim ve marifet, sanat ve kalkınma, ittihad ve ittifakı pekiştirmektir.