Katılımcılar: Ayşegül Kaya, Ebru Yüksel, Nur Sema Dinler, Esranur Kömrcü, Ayşe Mine Kocalan, Rukiye Şahin, Kübra Örnek, Tuğba Karaaslan.
1- İslâmiyet-i kübra olan İslâmiyet sanılanın aksine insana derc edilen arzuları yok saymayı değil, onları istikamette kullanmayı öğretir.
2- İnsanın istidatlarını iman hakikatleriyle inkişaf ettirmeyi talep etmesi; onu insaniyet-i suğradan insaniyet-i kübraya ulaştıracaktır.
3- İslâmiyete lâyık doğruluğa ulaşmanın yolu kavanin-i adetullaha riayet etmekle mümkündür.
4- İnsaniyet-i kübra olan “Doğru İslâmiyet”in toplumca yaşanması fertlerin bu hakikatlerin yüzünü değiştirmeden ef’aline taşımasıyla mümkün olacaktır.
5- Sefih medeniyetin kör hissiyatı kullanarak özelliklere gençleri ağına düşürmesine mukabil, “Doğru İslâmiyet” insanın hiss-i diyanetini ihtizaza getirmektir.
6- Kâinata yaratıcısının hesabına bakmak demek olan mana-i harfi bakış açısının toplumun her taifesinde neşv-ü nema bulması dinî ve fennî ilimlerin mezc edilmesiyle olacaktır.
7- Sefih medeniyetin eneleri yüceltmekle oluşturduğu kaos; ancak Kur’ân düsturlarını kalplere yerleştirmekle giderilir.
8- İnsaniyet-i Kübra, terakkinin önüne set çeken; ülfet, su-i zan, istibdat gibi kötü hasletleri kaldırarak hayret, merak ve en doğru hürriyet ile insana ilmin ve terakkinin kapılarını açmıştır.
9- Çağımızın sari hastalığı olan yeisten Kur’ân kalesine sığınarak kurtulan fertlerin oluşturduğu toplumlar hakikî medeniyeti yaşamaya namzettirler.
10- Helâket ve felâket asrında doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşamak, Kur’ân’ın i’cazı manevisi olan Risale-i Nur’un bize verdiği derslerin tatbikiyle mümkün olacaktır.