VI. Masa “Toplumsal Kurumlar Masası Deklarasyonu”


Faruk Saim Akhan
Furkan Şahan
Halil Kiracı
Mustafa Nacir
Nurullah Çetin
Okan Köpçü
Ömer Said Güler
Serdar Haksever
Gülnur Tercan
Merve Gökdaş
Şule Eröncer
Zeynep Yücetürk

1- Kur’ân medeniyetinin gerçek hürriyeti (hürriyet-i şer’iyyeyi) ve esnek bir sosyal düzeni tesis edici yapısı; toplumsal kurumların farklılıklarına müsaade eden bir zemin ile bütünleştirici bir temeli teşkil eder.
2- Tarikatlar, cemaatler, sivil toplum kuruluşları, organizasyonlar, inisiyatifler, platformlar vb. yapılar toplumsal kurumlar çerçevesinde değerlendirilmelidir.
3- İttihad-ı İslam, salt ittifaktan ibaret değildir. Bunun yanında kalp, akıl ve gâye birliğini bünyesinde barındıran bir manadır.
4-İttihad-ı İslam siyasî bir çatıdan ziyade İslam toplumlarının arasındaki nuranî rabıtaları ortaya çıkaracak bir zemin olarak görülmelidir.
5- İttihad’ın sağlanması için müminler, kardeşlerinin şahsi kusurlarına bakmamalıdır. Vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur’aniye gibi hayırlı işleri ve kudsi görevleri yerine getirmek için birçok ele ihtiyaç vardır. Bu noktada iftiraka ve ayrılığa meydan verilmemelidir.
6- İslam toplumları arasında dayanışma adına somut olarak atılmış en ciddi adım İslam Konferansı Teşkilatıdır. Bu uluslararası kuruluş, demokratik bir meşruiyet zemini oluşturması halinde Müslüman ülkeler arasındaki meşvereti tesis edebilir.
7- Tebliğ vazifesinin ifasında tepeden inmeci bir anlayış değil, fertten ferde iletişim metodu tercih edilmelidir. Toplumsal kurumların faaliyetlerini bu eksende devam ettirmeleri gerekmektedir.
8- Dini yapılardaki farklılıklar teferruatlara yaklaşımlardan kaynaklanmaktadır. Hedefler ve esaslar bir olduğu takdirde kullanılan metodlardaki farklılıklar “Ümmetimin ihtilafı rahmettir” hadis-i şerifi çerçevesinde değerlendirilmelidir.
9- İttihad-ı İslam çatısı altında bulunan toplumsal kurumların aynı maksatta birleşmesi mümkündür ve gereklidir. Ancak aynı meslekte hareket etmelerini beklemek mümkün değildir.
10- Gıybet, cemaatleri tehdit eden sorunlardan biridir.  Yapıcı ve çözüme yönelik olmayan eleştiriler, dindar kitlenin ittihadına engel olmaktadır.
11- Dini cemaatlerin siyasi misyonlar edinmeleri din hizmetini zan altında bırakmakta ve ulvi hizmetleri aksatabilmektedir. Cemaatler siyaset noktasında azami hassasiyet göstermelidir.
12- İslam ülkelerinin yaşadığı sosyal, siyasal, ekonomik hadiselerin neden olduğu değişim süreci İttihad-ı İslam’ın önünü açacaktır.
13- İslamî yapı ve oluşumların (tarikatlar, cemaatler, organizasyonlar vb.) İttihad-ı İslam için; insaf düsturunu elden bırakmadan, soğukkanlılıkla, fikir alışverişlerini sürdürmeleri gerekmektedir.