VI. Masa “İbadet ve Gençlik Masası”


KATILIMCILAR: Bilal Yükselten, Coşkun Keleş, Emrah Uzuner, Harun Çetin, Hasan Koç, Hayrettin Saygın, Mustafa Ali Taşpınar, Mustafa Güler, Okan Köpçü, Yunus Emre Çağlar, Yunus Emre Orhan.

1.) İbadet, abd ile Ma’bud arasındaki bağda, abdin Ma’bud’a karşı aczini, fakrını ve kusurunu bilerek, iradesi ile bütün istidatlarını kullanarak tazim ve hürmetini sunmasıdır. İbadet Allah sevgisinin en güzel tezahürü, Allah sevgisinin neticesi ve şükrün gereğidir.

2.) İslâm’da ibadet; belirli zamanlarda ve mekânlarda yapılan davranışlar değil, bütün dünya hayatını ibadete dönüştürebilmek maksadıyla yapılan ve terk edilen davranışların bütünüdür. İnsanlık, İslâmiyet ile ulaşabileceği en yüksek seviye ile şereflendirilmiştir. Gençliğin ibadet hasletini bu eksen doğrultusunda idrak etmeleri, ahirzamanın rahmetlerle dolu yönlerini görebilmesine vesile olacaktır.

3.) Dört tür abid vardır (Melekler, hayvanlar, bitkiler, insanlar ve cinler). Hâkim-i Hakîm insan nevîni, sair abidlerin yaptıklarını yapabilecek, anlayabilecek, tespih ve temsil edebilecek yetenekte yaratmış ve kâinattaki bütün mahlûkatı insanın emrine musahhar kılmıştır. Fıtratça ihsanın müptelâsı olan insan, kendisine bahşedilmiş olan kâinatın halifeliği vazifesini hakikî mânâda idrak ederse, kendisine nimet verip lütufta bulunanı tanıyıp teşekkür etmenin yerinde bir davranış olduğunu, aksinin ise çirkin ve zulüm olduğunu aklıyla kabul eder.

4.) İbadetler, gencin ruhî saadetini, beden sağlığını, toplumsal huzurunu ve dayanışmasını sağlayan en önemli manevî unsurdur.

5.) Dünyada yapılan sağlık harcamalarında en yüksek payı ruh sağlığına yapılan harcamalar almaktadır. İbadetler genci manevî koruma altına alarak, gencin ruhunun genişlemesinde, fikirlerinin dağınıklıktan kurtulmasında, arzularının nezih bir hal almasında önemli rol oynaması sonucunda bireyin ruhî hastalık ile bunalımlarından kurtarılmasını sağlar.

6.) Gençlik; kimlik oluşturma ve varlık sorgulamasının yaşandığı, akıldan ziyade hislerin hâkim olduğu bir dönemdir. Gencin duygularını istikametli bir şekilde kullanmasında en etkin rehber şüphesiz Hz. Muhammed’in (asm) sünnet-i seniyyesidir.

7.) Bir boşluk ve zaaf tanımayan “kemâl”in tezahür edebilmesi adına gencin dünyevî bir yükselişe endeksli hayat tarzı kurmasının aktif bir çöküş, tamamıyla dünyanın reddedildiği taassuba kaçan hayat tarzının inşa etmesinin de pasif bir çöküş olduğu bilinmelidir. Bu minvalde genç, ibadetleri ile dünya ve ahiret arasında istikametli bir denge kurmuş olmaktadır.

8.) Maddî ve manevî her türlü terakki ve tekâmülün iki ana esası; faydalı işler görmek ve zararlılardan uzak durmaktır. Amel-i salihler de takvayla muhafaza edilmelidir. Takva ve amel-i salih silâhıyla donanmış bir genç insaniyetin en üst makamına çıkmaya namzettir.

9.) Ümitsizlik kemalata giden yolda en büyük engeldir. Rahman ve Rahim olan Cenâb-ı Hakk’a ibadetler vasıtasıyla yakınlaşan gencin dünyasında ümitsizlik hastalığı kaybolur.

10.) Toplumun temel taşı ve geleceği olan gençlerin, dünya ve ahiret saadetine ulaşmaları yolunda ibadetler büyük önem arz etmektedir. Toplumun ibadetler konusunda gençlere destek olması gerekmektedir.