Bâb-ı Âlî Dâhiliye Nezâreti Emniyyet-i Umûmiyye Müdîriyeti

belge3

Bâb-ı Âlî Dâhiliye Nezâreti Emniyyet-i Umûmiyye Müdîriyeti

Bitlis Vilâyeti’nin 2 Temmuz sene (1)332 târîhli tahrîrâtı sûretidir.
Diğer arîzalara zeyldir.

Kelbağır’a tahvîlen ta`yîn buyurulan Kâ’im-i makâm İbrâhim Bey’in birâderi Hizan havâlîsinde Rus ve Ermenilerin irtikâb etdikleri fecâyi` hakkında aldığı ma`lûmâtı hâvî vesâ’ik leffen arz ve takdîm kılındığı ma`rûzdur. Ol bâbda.

Bâb-ı Âlî Dâhiliye Nezâreti Emniyyet-i Umûmiyye Müdiriyeti

Hizan kazâsının Uçum nâhiyesine tâbi` Nurs ve Avnik, End, Mezra’-i End yaylası ahâlîsindeniz. Şatak kazâsı ile Müküs nâhiyesinin sükûtundan sonra civârımızda bulunan Livar, Kötis-i Ulyâ ve Süflâ, Çaçvan, Şifkâr, Edre-i Ulyâ karyeleri Ermenileri Özim karyeli komite re’îslerinden Lato nâm-ı diğerle Mihran, Serkis ve Rusya’dan geldiği rivâyet olunan Iğdırlı Kazar, Dilo nâmındaki re’îslerin başında toplanarak Kötis-i Ulyâ’ya geldiler ve oradan nâhiye rü’esâsına tezkire yazarak üç cihet teklîf etdiler. Bu rü’esâ miyânında el-ân esîr veyâhûd telef edildiği meşkûk bulunan ve beyne’n-nâs Bedi`ü’z-zaman Said-i Kürdî demekle ma`rûf olan Molla Said de bulunuyordu. Bu tekliflerinde ya teslîm olmak ya nâhiyeyi tahliye etmek veyâhûd işinize gelirse muhârebe etmek idi. Bu teklîflerinden dokuz saat sonra 600 mevcûdla karyemize hücûm etdiler. Cümlesi şapkalı ve asker elbiseli olduğundan Rus askeri var mı idi, yok mu idi fark edemedik. Yalnız garîb insânlar çok idi. Bunlar ya Rus veyâ Rusya’dan gelen Ermeniler idi ve hiç bir ferd kalmamak üzere çoluk çocuk, erkek-kadın cümlemizi toplayarak Mezra`a-i End’e götürdüler. İçerimizde İpayran [İspandan) eşrâf ve beylerinden Hurşid Bey oğlu Abdurrahman ve mahdûmu Musa ve â’ilesi de bulunuyordu. Erkek ve kadın cümlesi mu`âyeneden geçirildi ve para ve huliyyâta â’id ne var ise cümlesi alındığı gibi, güzel kadın ve kızlara da ta`arruz etmekden ve nâmûslarını hetketmekden çekinmediler. O gece istediklerini yapdılar. Sabah oldu. Bizleri ki, cem`an 33 erkek idik, ayrı bir kâfile ve seksenden ibâret olan kadın kız, çoluk çocuğu bir kâfile ederek Müküs’e götürdüler. Kadınlar kâfilesi Çaçvan karyesinde bırakıldı. Erkek kâfilesi ve erkek çocukların kâffesi bir ferd kalmamak üzere cümlesi o gece kılıçdan geçirildi. Beni geri çevirdiler ve dediler ki; “Sana çok para da vereceğiz. Git, Molla Said vesâ’ir rü’esâya söyle! Orada kalan Ermenileri bize teslîm etsinler ve şurasını da anlat ki, artık bî-hûde yere telef olmakdan fâ’ide yokdur. Zâten her taraf alındı. Ruslar tâ Haleb’e kadar gitdiler. Ermenistan tasdik olundu. Gelsin bize teslîm olsunlar. Bir de orada kuvvet ve asker olup olmadığını gel bize haber ver” dediler. Bu sözler Dilo tarafından söyleniyor ve kumanda onun tarafından yapılıyordu. Avdet etdim, Çaçvan’a geldim. Bakdım ki bizim jandarma ve Kürd kuvveti müdîrimiz ve Molla Said Efendi ile oraya gelmişler, dört-beş saat müsâdemeden sonra kadınlar kâfilesini ellerinden almışlardı. Lâkin ne şekilde görmeli. Hele bî-çâre genç kızları da yi.izleri bütün ısırılmış ve yürüyemeyecek bir hâle getirilmiş; çocukların bir çoğu ayak altında telef edilmiş idi. İşte otuz üç erkek nâmına yalnız ikimizden başka kimse bırakılmadığını ve tahlîs edilen kadın ve çocukların ekserîsi de bi’l-âhire telef olunduğunu ve hele Hurşid Bey oğlu Abdurrahman Bey â’ilesinden bir kadından başka kimse kalmadığını ve gördüğümüz zulm ve gaddârlık kâbil-i ta`dâd olmadığını ma`a’l-kasem arz eyleriz.

Fî 18 Haziran sene [1]332
Karye-i mezkûreden olup bi’l-âhire Iğdır’dan firâren avdet eden Mehmed oğlu Yusuf
Muhâcir karye-i mezkûreden Mehmed oğlu Abdurrahman